4 Mayıs 2013 Cumartesi

Buzlu su zayıflatır mı


Bütün diyet formüllerinde ve ürünlerinde sizlere mutlaka su içmenizi öneriyorlar. Uzmanlar özellikle ne diyor?
“Günde en az 2 litre su için!”. Vücut sağlığımız için su içmeliyiz ancak amacımız kilo


 vermek ise sadece su yeterli değil; buzlu su içmelisiniz!
Kilo vermek isteyenler gün boyunca mutlaka buzlu su, buzlu çay veya buzlu meyve suları tüketmeli. Bunun sebebi vücudunuz buzlu içeceği ısıtıp vücut derecesine çıkarabilmek için ekstradan kilo kalori yakıp enerji sağlamak zorunda kalacaktır.
“Kilo vermek için neden buzlu su içmeliyim?”

Buzlu su içmek; vücut sisteminizi, vücut ısınızın düşmesini engellemek için metabolizmanızı hızlandırmaya zorlar.
Örneğin, 340 ml’lik bir bardakla günde 8 bardak buzlu su içiyorsanız fazladan 200 kalori yakıyorsunuz demektir. Bu da kilo vermenizi hızlandırır.

500 ml. buzlu su, kaç kalori yaktırır?

- Diyelim ki buzlu suyun sıcaklığı 0 dereceye yakın,
- Vücut sıcaklığınız 37 dereceye yakın,
- 1 gram suyu 1 derece ısıtmak için harcanan enerji miktarı 1 kaloridir (kilokalori değildir, 1 kilokalori 1000 kaloridir),
- 500 ml. suyun 473,18 gram olduğunu biliyoruz

Bu şu anlama geliyor; 500 ml buzlu suyu 37 derece sıcaklığa çıkarabilmek için vücudunuz 17,5 kilo kalori yakmak zorunda kalacaktır.


Günlük ihtiyacınız olan 2000 kilo kalorilik bir diyetiniz olduğunu düşünürseniz, 17,5 kilo kalori pek fazla görünmüyor. Diyelim ki sağlık beslenme gereği, günde 8 adet 125 ml’lik bardakta buzlu su içtiniz. Vücudunuzun sadece buzlu suyu ısıtmak için gün boyunca 70 kilo kalori yaktı, bu hiçbir şey yapmadan ekstra zayıflama çalışması demek. Dengeli bir diyet ve zayıflama hareketleri ile desteklendiğinde çok rahat kilo verme hedefinize ulaşabilirsiniz.

Eğer su içmeyi sevmiyorsanız, buzlu suyu limonla tatlandırmayı deneyin.

Bu arada, fazla su içmek vücudu şişirir, daha kilolu gösterir gibi yanlış bilgileri aklınızdan silip atın. Su içmek; karaciğer ve böbreklerin temizlenmesine, toksinlerin atılmasına yardımcı olan en önemli içecektir.

Vücut şişkinliği az su içmekten kaynaklanır.

Sadece buzlu su ile kalmıyor tabii, sıcak yaz günlerinde mutlaka bir iki bardak buzlu yeşil çay tüketmek isteyebilirsiniz. Bağışıklık sistemimizi koruyabilecek en etkili destek antioksidanlardır. Bu nedenle güneş yükseldikçe antioksidanların sağlığımız için önemi artar. Yeşil çay içindeki flavonoidler (antioksidan) sayesinde yaşlanmanın etkilerini yavaşlatırken, buzlu tükettiğiniz için ekstra kalori de yakma fırsatı bulursunuz.

Diyet Yapmayı Hayat Tarzı Haline Getirin


Aynanın karşısına geçip mutsuz olmak, saatlerce kıyafet aramak, aman başkaları ne der diye düşünerek açık renkli pantalonlar, gömlekler giyememek..
Her kadının hayatında böyle bir dönem mutlaka olmuştur.. Hadi bu pazartesi diyete başlıyorum diyerek pazar gecesi abartmak? Ya da, zaten diyetteyim bi parçacık bişey yersem nolucak cümlelerinin sonu gelmeyince, bir dost tavsiyesi üzerine kendimi Berrin Yiğit’in ofisinde buldum..
Herkesin vazgeçemediği alışkanlıkları, yemekleri, saatleri vardır.. Önemli olan bunları dikkate alarak diyet yapmaktır.. Daha önceki diyet girişimlerimde başarısız olmamın sebebi de sanırım mutlaka uyulması gereken saatler ve asla yerine başka bişey koyamayacağım yemeklerin zorunlu olmasıydı. Kiloss’da ise durum çok farklı! Yarım saat süren ilk görüşmede herşey o kadar açık konuşuluyor ki, diyet yapmak işkenceye değil “hayat tarzına” dönüyor.. Hayatımız boyunca diyetisyene gidemeyeceğimiz bir gerçek ama önemli olan verilen kiloları nasıl koruyacağımız ve bundan sonraki hayat tarzımız..
En sonunda bende sağlıklı yaşamayı, arada bir kaçamak yapmayı ve kilomu korumayı öğrendim..

2.5aylık diyet programımın sonunda 7 kilo verdim ve en önemlisi hepsinin yağ olması..
Artık istediğim renkleri, istediğim elbiseleri rahatlıkla giyebiliyorum..


Kilo veremiyorum, mutlaka yemem gereken şeyler var, düzen kuramıyorum gibi cümleleri kuruyorsanız, hepinize Kiloss’u tavsiye ediyorum!

Bu yolculukta en çok özleyeceğim şey, her seansın sonunda gururla aldığım yapıştırmalar olacak!

Herkese kolay gelsin,

Azra Akın Formunu Nasıl Koruyor

2002 “Miss World” güzeli Azra Akın, İngiltere’de obezite kampanyasının yeni yüzü olduktan sonra form sırlarını açıkladı.
Kişinin, kilolarının ve getireceği zararın bilincinde olması, obezite ile mücadele etmesinde oldukça önemli olduğunu vurgulayan Akın, “Obezitenin genetik, fiziksel veya psikolojik gibi nedenlerin hangisinden kaynaklandığını tam olarak tespit etmesi ve bu tespit doğrultusunda doğru tedavi yöntemini uygulaması daha iyi olacaktır” dedi.
Kampanyanın internet sitesinde yayımlanan röportajında Akın, formda kalmasının sırlarını paylaştı.
Bakın 29 yaşındaki güzel nelere dikkat ediyor…
- Bol bol dans ediyor ve yüzüyor.
- Güne; süt, tahıllı ekmek, peynir, sebze ve meyveli yoğurttan oluşan sıkı bir kahvaltı ile başlıyor.
- Diğer öğünlerinde ise saat atlamıyor ve en az 2-3 saat aralıklarla yemeye çalışıyor.
- Akşam ve öğlen yemeklerinde genelde protein ve sebze ağırlıklı besleniyor.
- Her gün aynı yemeyi yemiyor.

Yağ yakmak için seks yapın


İngiltere’de yapılan bir araştırmaya göre “yağ yakma” fikri kadınları sekse yönlendirebiliyor! Spor salonlarında sıkıcı aletlerle uğraşmak yerine, seks yapan kadınlar sanıyoruz ki çok daha mutlu oluyorlar!
Zayıflamak ve fit kalmak için ‘yağ yakmak’ şart. Kadınlar bunun için türlü egzersizler yapmaya da hazır, yeter ki kıyafetlerinin içine rahat rahat girebilsin, kendilerini önce aynada sonra da toplum içerisinde ‘fit’ hissedebilsinler.

İngiltere’de geçtiğimiz haftalarda yapılan bir araştırma, eğer seks yapmak kalori harcamalarını sağlayacaksa, kadınların %76′sının yatağa hemen girmeye razı olduğunu gösteriyor.

Araştırmaya katılan, spor salonuna düzenli olarak giden kadınların üçte ikisi Gym’de harcayacakları kalori değerine aynı şekilde ulaşacaklarsa, evde kalıp ev işi ve ‘seks’ yapmayı tercih edebileceğini söylemiş.



Uzmanlara göre yarım saat süren aktif bir ‘seks’ 150 ilâ 300 kalori harcamanızı sağlayabiliyor.

Geçmişte pek çok Hollywood yıldızının ‘düzenli seks hayatının’ fit kalmalarına son derece yararlı olduğunu belirtmesi de tesadüf değil anlaşılan. Seks, kalbin ve böylelikle metabolizmanın daha hızlı çalışmasını tetikliyor, dolayısıyla da ‘kalori harcamak’ kaçınılmaz oluyor. Haftada sekse 3 adet yarım saatlik seks seansı ayırmanız, ekstradan 750 kalori harcamanız demek ki bu da fit kalmak adına kesinlikle önemsenmeyecek bir değer değil!

Seks, sadece yağ yakmanızı değil, vücudunuzun salgıladığı endorfin sayesinde kötü ruh halinden sıyrılmanızı, özgüveninizi artırmanızı ve daha enerjik olmanızı da sağlıyor. Tüm bunlar, birbirini tetikleyici, sinerji yaratan faydalar.

Daha fazla seks ile hem daha fit kalma şansına hem de bir sonraki seans için daha güzel görünme isteğine sahip olabilirsiniz…

Dilara Koçak’tan 3 Günde 1 Kilo Diyeti


3 günde 1 kilo vermek için bu diyeti mutlaka uygulamalısınız. Diyetle sizi hem sağlıklı beslenmeye hem de kilo
vermeye davet ediyoruz. İşte Dilara Koçak’ın 3 günde 1 kilo verdiren etkili diyeti.
Dilara Koçak’tan hafif bir beş çayı tarifi

* Yarım çay bardağı esmer şeker
* 8 Yarım çay bardağı light süt
* 1 adet yumurta
* 1 çay bardağı kepekli un
* Yarım çay bardağı iri dövülmüş ceviz
* 1 tatlı kaşığı tarçın
* 1 adet elma
* Yarım paket kabartma tozu

Şeker ve yumurtayı rengi beyazlaşıncaya kadar iyice çırpın. Elma dışındaki tüm malzemeleri ekleyip karıştırın. Elmayı küp küp doğradıktan sonra hamura ekleyip son kez karıştırın, önceden yağlanmış bir kek kalıbına karışımı dökün. 170 derece fırında, yaklaşık 20-25 dakika, kekin üstü kızarıncaya kadar pişirin.


1. GÜN
Kahvaltı
1 dilim tam buğday ekmeği
1 dilim az yağlı peynir
3-4 adet zeytin, biber, maydanoz, domates
Şekersiz çay Ara
1 şeftali
10 fındık
Öğlen
6 yemek kaşığı zeytinyağlı sebze
1 kâse cacık
Bol salata (1 tatlı kaşığı zeytinyağı ile)

Ara
1 dilim yağsız elmalı kek ya da kepekli yağsız tost
Akşam
Izgara balık
Bol salata (1 tatlı kaşığı zeytinyağı ile)
Közde patlıcan ya da 3 yemek kaşığı deniz börülcesi
Ara
1 incir ya da 1 elma
3 tam ceviz,

2.GÜN
Kahvaltı
4 yemek kaşığı yulaf
1 elma ya da yarım muz
Az yağlı süt ve tarçın ya da şekersiz çay
Ara
10 badem
2 kayısı

Çavdar ekmeğinin zayıflatırmı



Çavdar kaynaklı yüksek-lifli kahvaltı yapmak doygunluk hissini artırıyor. Tok hissettiren çavdar ekmeği, daha az gıda tüketimine, dolayısıyla kilo kontrolüne önemli katkı sağlıyor.
İsveç Üniversitesi bilim insanlarının yaptığı çalışma, çavdar ağırlıklı bir kahvaltının, buğday ağırlıklı kahvaltıdan daha uzun süreli olarak, takip eden 3 saat süresince açlığı bastırdığını ortaya koydu.


Araştırmacılar, çalışma sonuçlarının, kahvaltı öğününe dahil edildiğinde çavdar ekmeğinin öğle yemeğinden hem önce hem de sonra açlık hissini azaltmak için kullanılabileceğini gösterdiğini bildirdi.
Bilim insanları, aynı kalori değerindeki porsiyonlarda sunulduklarında çavdar kepeğinin, doygunluk üzerine çavdar kırması ve elenmiş çavdar unundan daha kuvvetli bir etkiye sahip olduğu sonucuna varıldığını da kaydetti.
Çalışma, kilo kontrolü ve obeziteyle mücadele açısından önem taşıyor.

Sakız çiğnemek zayıflatır mı


Sakız çiğnemek zayıflatır mı? Evet çünkü; sakızın içeriğinde bulunan sorbitol zayıflamanıza sebep oluyor.Sorbitol  laksatif etkiye sahip, yani bir nevi müsil işlevi görebiliyor.

British Medical Journal isimli tıp dergisinde yayınlanan araştırmada uzmanlar günde 20 tane sakız çiğneyen 2 hasta örneğini verdiler.Bu kişiler çiğnedikleri sakızların etkisiyle ishale yakalandılar.
Sakız üreticileri ise sorbitolün güvenli bir madde olduğunu, her paket içerisinde belirli bir miktarda kullanıldığını belirtiyor.
Sorbitol genellikle “şekersiz” ürünlerde kullanılıyor. Bu ürünler arasında diyabetli kişilerin kullandığı besin maddeleri de bulunuyor.
Sakız çiğnedikten sonra ishal olan kişilerin günde 20-30 gr sorbitol aldığı gözlemlendi.
Her bir sakız paketinde 1.25 gr sorbitol bulunuyor.
Dr. Juergen Bauditz, 5-20 gram arası sorbitolün kramp ve şişkinlik gibi mide şikayetlerine sebep olacağını, daha fazlasının ise ishale ve dolayısıyla aşırı kilo kaybına sebebiyet vereceğini belirtti.
Söz konusu hastaların beslenme düzenlerinden sorbitolü çıkardığında verdikleri kiloları aldığı gözlemlendi

Sohbet etmek zayıflatıyor


Ohio Eyalet Üniversitesi’nden bilim adamları tarafından yapılan araştırmaya göre  spor salonuna gitmektense arkadaşlarla geçirilen akşamlar ve edilen sohbetler zayıflamaya daha çok yardımcı oluyor.

Verilen bu sonucun sebebi olarak arkadaşlar görüşmek ve sürekli iletişim halinde olmak vücutta daha çok kahverengi yağların depolanmasını sağlıyor. Bu sayede ısı üretimi için kalori harcanmış oluyor.

Bilim adamlarına göre beyaz yağlar kilo almamıza neden oluyor. Teşvik sürecinde beyaz yağlar kahverengi yağlara dönüşüyor. Yağların bu dönüşümü esnasında normal şartlar altında çok büyük çaba gerekiyor. Kişinin soğuk havaya maruz kalması ve sinir sisteminin sürekli aktif olması gerekiyor. Bu nedenle arkadaşlarla sohbet etmek ve sinir sistemini aktif hale geçirmek kilo kaybını destekliyor.

Tabiki biz araştırmacı bilim adamlarının yalancısıyız  Aklınıza çok konuşan ve obez arkadaşlarınız gelebilir, şu an da benimde aklıma bu makaleyi yayınlarken kilolu ve geveze arkadaşlarım geliyor.

Aç kalmadan diyet yapmanın sırları


Zayıflamak istiyorum diyenlerden misiniz, diyet yapmak isteyipte, açlığa dayanamayanlar, zayıflatan yiyecekler neler diye merak mı ediyorsunuz ; işte size yedikçe zayıflatacak bir diyet önerisi! Evet evet yanlış okumadığınızı vurulayarak yedikçe kilo vereceksiniz ve fit ince zayıf biri olmanın sırrını sizde çözeceksiniz:) Hayallerinizde ki size sahip olacaksınız. Nasıl mı; aşağıda ki önerilerimize kulak verip ve gerekenleri  uygulamaya sokarak pek tabiki

Yumurta

Tümüne yakını protein, bu nedenle önemli ölçüde tokluk hissi veriyor. İki ince dilim, esmek ekmek, az miktarda yağsız peynir ve bir adet haşlanmış yumurta ile yapacağınız kahvaltı gün boyu daha tok hissetmenizi sağlıyor.

Ayva, elma, armut Armut, ayva, elma; Bu üç meyvede bol miktarda lif var. Özellikle şekerinizi ve kolesterolünüzü düşürmeye yardımcı olan ve ‘pektin’ adı verilen eriyebilen lifleri içermeleri, bu meyveleri tüketmeye yararlı hale getiriyor. Öğün aralarında tüketilince tok hissetmenizi sağlıyor.


Yağsız et

Yemeğin içinde et olması tokluk hissini artırıyor. Ayrıca ette ve balıkta bol bulunan ‘lösin’ adındaki aminoasit kaslarınızın kalori harcamasını kolaylaştırıyor.

Yeşil çay

En iyi zayıflama yardımcılarından biri olan yeşil çayda, faydayı sağlayan kafein değil, kateşinler adı verilen ve metabolizmayı hızlandırarak yağ yakımını artıran antioksidanlar. Gece içildiğinde uykuyu kaçırabiliyor…

Zeytinyağı

Sızma zeytinyağının içindeki omega 6 yağ asitleri, kalori yakmanızı kolaylaştırıyor. Bu nedenle günde bir çorba kaşığı kadar zeytinyağı tüketmek faydalı.

Tarçın

Bir öğünde bir çay kaşığının dörtte biri kadar tarçın tüketmek yemek sonrası insülin artışını engelliyor, çabuk acıkmamanızı sağlıyor.

Sirke

Sirke midenin boşalmasını yavaşlatarak hem daha uzun süre tok hissetmenizi sağlıyor, hem de daha uzun süre tok hissetmenizi sağlıyor.

Acı

Düzenli olarak acı kırmızı biber tüketmek, iştahınızı kontrol etmeye yardımcı oluyor. Yapılan bir araştırma, kahvaltıda acı biber yiyenlerin öğle yemeğinde daha az yedikleri ortaya çıktı.

Greyfurt

Yemekten önce yarım greyfurt yiyerek ya da bir bardak taze sıkılmış greyfurt suyu içerek başka bir önlem almadan üç ayda 1.5 kilo verilebildiği ortaya çıktı. Greyfurtun içindeki fitokimyasallar insülin seviyelerini düşürerek iştahı azaltıyor.

Salatalık

Vitamin A, C ve bir miktar lif içeren salatalık aynı zamanda düşük kalorili bir yiyecek. Atıştırmalık tüketilmesi tavsiye ediliyor.

Yulaf
Yulaf ve yulaf ezmesi, içerdiği yüksek oranda lif sayesinde uzun zaman tokluk hissi veriyor. En iyi faydayı sabah kahvaltılarında tüketildiğinde sağlıyor.

Kabuklu kuruyemiş

Tuzsuz şamfıstığı, kabuklu ceviz, yerfıstığı tuzlu atıştırmalıklara olan özlemi gideriyor, daha sağlıklı beslenmeyi sağlıyor.

Badem

Badem bütün kuruyemişler arasında kilo vermeye daha çok yardımcı olan bir yemiş.

Bitter çikolata

Yağ ve düşük kalorili olmamasına rağmen siyah çikolata, sağlığa faydalı yüksek oranda antioksidan içeriir. Küçük bir parça tatlı ihtiyacını giderir.

Sebze çorbası

Sebze çorbaları, kremalı olanlar hariç, düşük kalorileri ve mideyi doldurarak açlık hissini hemen bastırdığı için başlangıç olarak ya da hafif bir yemek olarak tercih edilebilir.

Baklagiller

Araştırmalar, baklagil tüketiminin bağırsaktan ‘kolesistokinin’ salgılamasını artırdırığını gösteriyor. Bu ‘kolesistokinin’ maddesi iştahı azaltıyor. Fasulye, barbunya bakla gibi baklagiller, kan şekerini az miktarda yükseltiyor, vücuda bitkisel protein ve bağırsaklarınızın ihtiyaç duyduğu lifleri sağlıyor.

Konja Lean ile kilonuzu kontrol altında tutabilirsiniz


Konja Lean, yepyeni bir kilo kontrol sistemidir. İştahınızı frenlemek ve hiçbir şeyden mahrum kalmadan güvenli ve etkili bir şekilde kilonuzu kontrol altında tutmak için sadece yediğiniz her şeyin üzerine serpmeniz yeterlidir.

Dünyanın en popüler kilo kontrol ürünü olan Konja Lean ile normal bir diyette mahrum kaldığınız birçok lezzeti tadabilir, Konja Lean’in mucizevi içeriği sayesinde kilonuzu kontrol altına alabilirsiniz.

· Glüten yok
· Uyarıcılar yok
· Sodyum yok
· Şeker yok
· Kalori yok

Konja Lean Kimler İçindir?

Konja Lean, ister fazla kilolarından kurtulmak ister ciddi anlamda kilolarını kontrol almak isteyen herkes içindir. Konja Lean aynı zamanda şu kişiler için de faydalıdır:


· Mevcut kilosunu korumak isteyenler
· Diğer kilo verme sistemlerini denemiş ve başarısız olmuş kişiler
· Kısıtlayıcı diyetlerden kurtulmak isteyenler
· Uyarıcılar olmadan kilo vermek isteyenler
· Diğer kilo verme programlarını uygularken kilo verme sürecini hızlandırmak isteyenler
· Diyete başladıktan sonra sabredemeyip sürekli diyetini bozanlar

Konja Lean’in Etkileri?

Konja Lean’i kullanmaya ilk başladığınızda, farklı bir şey hissetmeyebilirsiniz. Konja Lean’i kullanan bazı kullanıcıların aktardığı deneyimler şu şekilde:

· Yemek sırasında daha çabuk doygunluk hissetmek
· Daha az abur cubur
· Daha az yemek istemek
· Daha az tatlı ihtiyacı ve daha az tatlı yeme isteği
· Yemeklerden daha fazla tatmin olmak
· Gün boyunca daha az yediğini hissetmek
· Yemekten sonra bir daha atıştıracak bir şeyler aramamak

Patatesin bilinmeyen faydaları nelerdir



Diyet listelerinde pek görmeye alışmadığımız patates özünde oldukça besleyici bir sebzedir. Gİ değeri yüksek olan patates, kan şekerini hızlı yükselttiği için kilo vermeyi düşünenlerin biraz daha dikkatli tüketmesinde fayda var.
Besin öğelerinin çoğunun kabuğunun altında olmasından dolayı kabuğuyla pişirilmesi besin değerini artıracaktır tabi kızartmamak şartıyla.

Patatesin bilinmeyen yararları nelerdir;
*Özellikle C vitamininden zengin olan patates günde 1 orta boy tüketildiğinde günlük C vitamini ihtiyacının %30′unu karşılayabilmektedir.
*Sindirimi kolaylaştırır, mide gazlarını giderir.
*Potasyumdan zengin, sodyumdan düşük olması nedeniyle kalp damar sağlığını korur, tansiyon hastalığında faydalıdır.
*Selenyumdan zengin bir sebze olan patates troidin de düzenli çalışmasını sağlar.
*Manganez içeriği yüksektir bu nedenle cilt sağlığı için önemlidir, cildi güzelleştirir.
*İçeriğindeki fosfor nedeniyle cinsel gücü artırır.
*Bol lifli yapısından dolayı barsakları çalıştırıcı ve temizleyici özelliği vardır.
*Kabızlığa karşı etkili ve kolon kanserine karşı koruyucudur.
*B vitaminlerinden zengin olmasından dolayı sinir sistemini düzene sokar, yorgunluğa karşı etkili bir sebzedir. Diyetisyen Özlem Sert Aydın
*Patates etkili bir virüs yok edicidir, bağışıklık sistemini güçlendirir.
*Magnezyum, kalsiyum, demir ve çinko içeriği de yüksektir.
*Yapılan çalışmalara göre patatesi çiğ olarak tüketmek pişirerek tüketmekten daha faydalı. Özellikle patates suyunun karaciğer, safra kesesi, mide hastalıklarına karşı koruyucu özelliği bulunmaktadır.
*Vücudu toksik maddelerden arındırarak kanı temizler, hücre yenileyici özelliği vardır.
*Şeker hastalarının veya insulin direnci olan kişilerin dikkatli tüketmesi gerekir.

Keten tohumu diyeti


Son dönemde diyet yapmaya karar veren herkesin bilgi sahibi olduğu konulardan biri de  keten tohumu. Son dönemin popüler bitkisi keten tohumu konusunda idealdiyet.com olarak bir araştırma yaptık. Daha çok zayıflama amaçlı kullanılan keten tohumunun birçok hastalığa şifa olduğu ve gerek güzellik gerekse de cilt bakımı hususunda birçok faydası olduğu biliniyor. Konumuzun devamında keten tohumu ile ilgili bilmediğimiz olumlu-olumsuz bilgileri dünya çapında yapılan tüm akademik araştırmaların ışığında gelin hep beraber öğrenelim.
Keten tohumu mavi çiçekli bitkisi ile yalnızca keten tohumu üretimi için kullanılır. Bu tohumlar sarı veya kırmızımsı kahverengi olan parlak tohumlardır ve hemen hemen her çeşit toprakta yetişebilirler. Keten tohumu yağı çeşni için kullanılır fakat kolay bozulabilen bir besin olduğundan dikkat edilmelidir. Omega-3, esansiyel yağ asitleri, manganez, lif, vitamin, bakır ve fosfor bakımından çok zengindir.

Faydaları:

* Omega-3 yağ asitleri açısından zengin olduğundan kalp hasatalıkları, diyabet ve kanser ile mücadelede azaltıcı ve önleyici etkisi mevcuttur.
* Vücudun kolestrol düzeyini dengede tutar.
* Saçlarınıza, cildinize ve tırnaklarınıza parlaklık ve sağlamlık verir.
* Astım ve başağrısı riskini azaltır.
* Kemik ve eklemler için faydalıdır.
* Kabızlığı önler ve hücre zarlarını esnek hale getirir.
* Migren ve baş ağrısı tedavisinde yardımcı rol oynar.
* Araştırmalar keten tohumunun meme kanseri ve adet sorunlarına karşı tedavi edici etkisi olduğunu kanıtlamıştır.

Yan Etlikeri:

* Mide bulantısına sebep olduğu yönünde görüşler olmuştur.
* Fazla tüketme ishale sebebiyet verebilir.
* Nadir de olsa alerjik reaksiyonlara sebebiyet verdiğine rastlanılmıştır.

Değişen zayıflama kuralları


Her yıl dünya nüfusu yaşlanıyor ve şişmanlıyor. Özellikle gelişmiş ülkelerde obeziteye karşı inanılmaz savaşlar
veriliyor.
Peki son yıllarda şişmanlık neden bu kadar sık görülmeye başladı. Neden her geçen gün insanoğlu daha fazla genişliyor? Şişmanladıkça birçok metabolik ve yapısal hastalık; başta şeker, tansiyon, kalp, kanserler, eklem hastalıkları, damar hastalıkları ortaya çıkıyor ve bu durum insanoğlunun yaşam kalitesini çok kötü etkiliyor. Şu anda bilim dünyası acaba nerede hatalar yapılıyor diye araştırmalar yapıyor. Gerçekten birçok diyet miti belki de yaşam tarzı haline getirildiği için bu konuda mutlak başarı sağlanamıyor. İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Ayça Kaya değişen diyet kurallarını anlatıyor: Makalemizi dikkatle okumanızı tavsiye ediyoruz. İçeriğinden ders alacağınız bir çok konu olduğunu söyleyebiliriz.

1) ESKİ DİYET KURALI; KALORİLERİ SAY, YENİ DİYET KURALI PROTEİN, YAĞ VE KARBONHİDRATI SAY:

Eskiden yiyeceklerin enerji değeri bilinirse ve ona göre kişi günlük alması gereken kaloriyi hesaplayarak yerse, zayıflamak çok kolay diye düşünülüyordu. Bu konu insanları önce çok mutlu etti. Çünkü şöyle düşünüldü, örneğin, günde 1200 kalori alırsam zayıflarım ve ben fındığı çok seviyorum, o zaman insanlar 1200 kaloriye tekabul edecek fındığı hesapladılar ve başka hiçbir şey yemeden sadece fındık yiyerek kilo verdiler. Bir başkası baklavayı çok seviyordu sadece baklavanın kalorisini hesaplayarak baklava yedi ve kilo verdi. Ancak bu tür beslenme her ne kadar kilo verdiyordu ise de bir müddet sonra tek yönlü beslenmeye bağlı beslenme yetersizlikleri ortaya çıkmaya başladı. İnsanlar saçlarının döküldüğünden, tırnaklarının kırıldığından, kalp çarpıntılarından yakınmaya başladılar.

Günümüzde tek yönlü beslenme asla önerilmiyor. İnsan vücudunun bütün besin gruplarına ihtiyacı olduğu biliniyor. Bu nedenle karbonhidrat, protein ve yağ besin gurupları hastaya öğretilerek günlük metabolizmasına göre ne kadar yiyeceği planlanıyor. Hasta bütün besin guruplarını yediği için vücutta herhangi bir hastalığa neden olmuyor.


2) ESKİ DİYET KURALI: TATLANDIRICILAR KİLO VERMEYE YARDIMCIDIR, YENİ DİYET KURALI: TATLANDIRICI İÇEREN YİYECEK VE İÇECEKLER KİLO ALMAYA NEDEN OLABİLİYOR.

Soframızda kullandığımız şekerin ne kadar yüksek kalorisi olduğunu öğrendiğimizde, biz bilim adamlarının gözleri fal taşı gibi açıldı ve günümüzde şişmanlığın bu kadar yaygınlaşmasının en büyük nedeni olarak bu şekeri gördük. Ama şeker hayatımızda o kadar büyük bir yer açmıştı ki kendine, ondan vazgeçebilmek mümkün değildi. O zaman denildi ki, biz bu şekerden vazgeçelim ama şeker yerine tadı şeker gibi olan ama kalorisi yani enerji değeri hiç olmayan bir yiyecek olsun, böyle bir yiyecek bulalım dendi ve bu konuda yapılan araştırmalarla birlikte tatlandırıcılar geliştirildi. Evet tadı şekere benziyordu ve enerji değeri nerede ise sıfırdı. Böylelikle tatlandırıcılar yaşamımıza girdi. Çocuk şuruplarından tutunda, keklerin, kurabiyelerin, birçok içeceğin içine girdi. Tatlandırıcı ile yapılmış bu tür yiyecek ve içecekler yıllarca rejim listelerinin baş tacı oldu.

Ancak son yıllarda yapılan bazı araştırmalarda bu tatlandırıcıları çok fazla kullanmanın başta mesane tümörü olmak üzere birçok kanser şeklini artırdığı gösterildi. Yıllardır kilo vermeye katkısının çok fazla olduğu söylenilen bu tatlandırıcıların tam aksine kilo almaya neden olabileceği ile ilgili de bazı araştırma sonuçları yakınlarda yayınlandı. Tatlandırıcıların bağırsaklardaki glikoz sensörlerini uyardığı ve vücuda giren şekerin daha fazla depo edilmesine neden olduğu düşünülüyor. Ayrıca tatlandırıcılar daha çabuk acıkmaya ve bir sonraki öğünde daha fazla yeme ihtiyacına neden olabiliyor.

3) ESKİ DİYET KURALI: DİYETTE EKMEK YEMEYİN, YENİ DİYET KURALI: EKMEK EN İYİ TEMEL BESİN MADDELERİNDEN BİRİDİR:

Yıllardan beri birçok insan rejime başladığında, ilk yaptıkları şey ekmeği kesmek oluyordu. Yemeğin yanında ekmek yenmediğinde, vücut enerji kaynağı olarak daha çok ekmeğin içindeki glikozu kullandığı için ve bu eksik alındığı için karbonhidrat eksikliğini kişi, aşerme tarzında diğer karbonhidrat oranı yüksek yiyeceklere karşı, karşı koyulamaz bir yeme atağı geçirebiliyordu. Öreğin diyete başlıyordu hiç ekmek yemiyordu. Diyetin 5. gün kendisini 1 tencere makarna veya 1 kilo baklava yerken bulabiliyordu. Bir kez böyle bir yeme atağı geçirdiği zaman işin ucunu bırakıyordu ve iki kat geri kilo alıyordu.

Artık en temel besin maddemiz olan ekmekten korkmuyoruz. Özellikle pilav, makarna, börek, tatlılar gibi yiyecekler yerine ana yemeğin yanına alınan bir-iki dilim ekmek hem kişiyi daha çok doyuruyor hem de vücudun temel yakıtından mahrum kalınmadığı için sonrasında yaşanılan yeme atakları daha az görülüyor. Ekmek pilav ve makarna ile kıyasladığında yağ içermediği için daha düşük bir kaloriye sahip. Ekmek yerken porsiyon kontrolü yapmak daha kolay ve ekmek kişiyi daha uzun süre tok tutuyor.

4) ESKİ DİYET KURALI: 6 ÖĞÜN YEMEK, YENİ DİYET KURALI: ACIKTIĞINDA YEMEK, MÜMKÜNSE GÜNDE 2 ÖĞÜN YEMEK:

Az az sık sık yendiğinde, vücuda sürekli şeker girişi olduğu için bu durum pankreastan sürekli insülin salınımına neden oluyor. İnsülin anabolizan yani yağ depolayıcı bir hormondur. İnsülinin bu şekilde yüksek olması kişinin daha çabuk acıkmasına neden oluyor. Yenilen yiyeceğin içindeki şeker daha çabuk yağ dokusuna depolanıyor. Aynı zamanda kişi metabolizmam çalışsın diye sık sık yemem gerekiyor düşüncesinde olduğundan daha o öğünü yerken bir sonraki öğünün hayalini kuruyor ve ister istemez daha çok yemek düşünmeye başlıyor. Bu durumda kişinin iştahı açılıyor ve bir sonraki öğünü daha çok yemeye başlıyor.

Oysa yemek fizyolojik bir ihtiyaçtır. Nasıl ki, uykumuz geldiğinde uyuyoruz, tuvalet ihtiyacımız geldiğinde tuvalete gidiyoruz, üşüdüğümüzde daha kalın giyiniyoruz, yemeyi de acıktığımızda yememiz gerekiyor. Burada dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, açlığı çok ertelememek. Eğer açlığımızı çok ertelersek bir sonraki öğünü çok fazla yeriz. Son yapılan araştırmalarda günde iki öğün yemenin insan vücudu için daha uygun olduğu düşünülüyor.

Eski çağlarda elektrik olmadığı için insanın da kendini gün ışığına göre programladığını biliyoruz, sabahın ilk işikları ile güne başlanıyordu ve güneş battığında gün bitiyordu. Durum böyle olunca akşam yemeği saatleri uzamıyordu. Vücudun gece ve gündüz hormonları dengeli bir şekilde çalışıyordu. Aynı zamanda hareketlilik de olduğu için o dönemlerde kilo problemi ile karşılaşmıyorduk. O dönemlerde sabah yemekleri saat 9-10 gibi akşam yemekleri de 16-18 arasında yeniyordu. Günümüzde ise uzun çalışma saatleri nedeni ile bu yeme düzenini oturtamaz isek, günde en fazla dört öğünle kendimizi sınırlamamız gerekiyor. Özellikle de ikindi ve akşam yemeğinin yeri de değişebilir. Yani ikindiyi ana öğün gibi yapıp akşam yemeğini ara öğün kıvamında tutabilmek en iyi beslenme biçimi olabilecektir.

5) ESKİ DİYET KURALI; HAVUÇ, PATATES, MISIR YENMEZ, YENİ DİYET KURALI; ŞEKER ORANI DÜŞÜRÜLEREK HAVUÇ, PATATES, MISIR YENEBİLİR:

Eskiden şeker oranı yüksek yiyecekler diyetlerde asla önerilmezdi. Yıllarca insanlar havuca, patatese düşman oldular. Günlük yaşamlarından bu yiyecekleri tamamen çıkardılar. Oysaki vitamin, mineral deposu olan bu yiyeceklerden çok korkmamak gerekiyor. Bir havuç nerede ise bir insanın bir günlük A vitamini ihtiyacını karşılıyor.

Son yıllarda yapılan birçok çalışmada şeker oranı yüksek olan bazı besin gurupları proteinle birlikte tüketildiğinde kişiyi daha tok tutabileceği gösterildi. Patates, havuç, mısır gibi yiyecekler yoğurt veya ayranla birlikte tüketildiğinde kan şekerini çok hızlı yükseltip kişiyi daha çabuk acıktırmıyorlar. O nedenle glisemik indeksi yüksek olan yiyecekler artık yoğurtla birlikte öneriliyor.

6) ESKİ DİYET KURALI: DİYETTEYKEN AZ YAĞLI YOĞURT, AZ YAĞLI SÜT, AZ YAĞLI PEYNİR YİYİN, YENİ DİYET KURALI: DOĞAL YAĞLARDAN DEĞİL, YAĞ EKLENEREK YAPILMIŞ YİYECEKLERDEN UZAK DURUN:

Diyet denince eskiden insanların aklına hemen markete gidilerek her türlü ürünün az yağlı alınması düşünülürdü. İnsanlar özellikle sütü, yoğurdu ve peyniri az yağlı satın alırdı. Kendi hayatlarında bilmeden yedikleri gizli yağı yüksek yiyecekleri farkında olmadan yemeye devam ederlerdi. Örneğin bir alışveriş merkezinde ızgara köfte ile light ayran içen isanlar görürdük. Köfte ızgara olduğu için az yağlı sanılır, halbuki kıymadan yapılan etler köfte, adana, döner gibi her ne kadar ızgara da yapılmış olsalar, içine genelde kuyruk yağı katılarak yapıldığı için yağ oranı çok yüksektir. Pastane poğaçası satın aldığınızda ununa yağ katıldığı için kalorisi çok yüksektir.sO nedenle doğal olarak içeriğinde yağ olan süt, yoğurt gibi yiyecekleri light olarak değil, günlük olarak tüketilmesi tavsiye ediliyor. Bununla birlikte insanların kendi elleri ile içine yağ ekledikleri yiyeceklere karşı dikkatli olmaları gerekiyor.

7) ESKİ DİYET KURALI: ZAYIFLAMAK İÇİN DİYET YAPIN; YENİ ZAYIFLAMA KURALI ASLA DİYET YAPMAYIN:

Eskiden zayıflama denince insanlar mucize diyetlerin peşine düşerlerdi. Özel olarak hazırlanmış diyet listelerine göre yerlerdi. Bu durumda hayatlarını hep ikiye ayırırlardı ya diyet yaparlardı ya da yapmazlardı. Diyet yaptıkları dönemde herkesle birlikte sofraya oturmazlardı. Kendileri için özel yemek yaparlardı. Durum böyle olunca da kısa vadede kilo da verseler normal yeme yapılarına döndüklerinde iki kat geri kilo alırlardı.

Yeni zayıflama yöntemlerine baktığımızda ise artık diyetler önerilmiyor. Öncelikle kişinin kilo almasının nedenleri araştırılıyor ve kişiye ömür boyu sürdürebileceği sağlıklı yeme alışkanlıkları kazandırılıyor. Böylelikle kişinin kalıcı zayıflaması sağlanıyor.

Göbek yağları eritme


Göbek yağlarını eritmek için yoğun çaba mı harcıyorsunuz, kabusunuz haline gelen güzelliğinizin gölgesi olan göbek yağlarınızdan nasıl kurtulursunuz? Sitemizde daha önce de sizlere göbek eritme hakkında teknikler vermiştik. Önerilerimizi dikkate alırsanız göbeklerinizden kolayca kurtulabilirsiniz. Kış aylarına girdik göbeğimi kolayca saklayabilirim diye düşünüyor olabilirsiniz  ama unutmayalım ki yaz aylarında bu işi hızlıca çözmeniz kolay olmayacaktır.

Güzel ve fit bir göbek için yapmanız gerekenler :

Oturuş pozisyonunuz çok önemli, en dikkat etmeniz gereken konulardan biridir.
Dik oturmaya gayret edin.
Oturduğunuz yerde ya da ayakta iken fırsat buldukça göbeğinizi içe çekip bırakın. Beliniz de incelenecektir.
Bol su için.
Gövde kaslarınızı çalıştırın
Egzersiz topuyla vücudunuzu eğin, bükün. Eğer sırt ağrısı sorunlarınız varsa egzersiz topundan uzak durun.
Hergün 20 defa mekik çekin.
Bir sandalyenin ucuna oturarak ayaklarınızı yere koyun, ellerinizi de kalçalarınızın tam kenarına sandalyeye koyun . Kalça, dizler ve bilekler birbirine 90 derece açı yapmalı. Ağırlığınızı dışa doğru verin, böylece vücut ağırlığınızı ellere ve bacaklara yüklemelisiniz. Kalça kaslarınızı sıkıp gövdenizi sabit tutarken, sol ayağınızı ve sağ elinizi kaldırın. Pozisyonu 10 saniye koruduktan sonra hareketi diğer kol ve bacağınızla tekrarlayın. Hareketi 10 kez yapın.
Yere uzanın. Karnınızı içe çekn bırakın. Bu hareketi en az 10 defa yapın.
Sırtüstü yatar pozisyonda, ellerinizi boynunuzun altunda kilitleyin ve bı durumda kalkıp dizinize kadar başınızı getirin. geri yatın.
Sırtüstü uzanıp avuçlarınızı göbeğinin tam altına koyun. Nefes alarak karnınızın şişmesini sağlayın, sonra da nefes vererek karnınızı içeri çekin. Beş saniye bekleyin. Bunu 8-10 kez tekrarlayın.
Zeytin, kuruyemiş, avokado gibi tekli doymamış yağ içeren besinler tüketin.
Kalsiyum kemiklerinizi koruyarak omurgada çatlaklara neden olan osteoporozu engeller. Bu sistem çöktüğünde göbek dışarı fırlar. Eğer 50 yaş civarında veya daha yaşlı bir kadınsanız günde bin 500 mg kalsiyum alın. 50 yaş altındaki erkek ve kadınlar için günde bin mg kalsiyum almaları öneriliyor. Göbek veya bel çevresinden zayıflamak için zayıflama ilaçları kullanmayın. Bu cezbedici ilaçlar egzersiz veya doğru beslenme desteği olmadan hiçbir işe yaramaz.
Şişkinlik verici gıdalardan uzak durun.
Plates yapın. Bunun için uzmanmlardan yardım alın. Periyordik düzenli yaptığınız takdirde faydasını göreceksiniz.

Zayıflama Yöntemleri


Zayıflamak önce beslenme alışkanlığıyla başlasa da sadece beslenerek veya sadece spor yaparak zayıflanamaz. Bunun için önce beslenme alışkanlığını değiştirmeli, daha sonra spor aktivitelerine başlanmalı. Yapılacak spor ve egzersizlerle daha hızlı ve kolay şekilde kilo verilecektir. Bir çok insanın bilinçsizce yaptığı tüm gün boyunca aç kalarak zayıflanamaz. Zayıflanılsa bile insan sağlığına zararlı bir biçimde zayıflanır. Ve kalıcı bir sonuç alınamaz.


Bu yüzden ip atlamak, yüzmek ve bu gibi çeşitli spor aktiviteleri yaparak kolayca kalori yakılabilir. 21. yüzyılda insanlar zayıflamaya çözüm olarak daha farklı çözümler bulmakta. Bunların bir tanesi de pilates adı verilen jimnastik çeşididir. Pilates sadece kilo vermek amaçlı değil, aynı zamanda vücudu sıkılaştırmak, beden olarak incelmek için de yaygın kullanılan sporlardan bir tanesidir. Kilo vermek hiçbir profesyonel yardım almadan vermek çok zor ve tavsiye edilmeyen bir yöntemdir. Vücuttaki her fazla kilonun nedeni normal olmayabilir. Bazı kilo problemi yaşayan insanların hormonal sorunları olabilir.

Bunların altında yatan nedenler iyice araştırılmalıdır. Bu nedenle öncesinde bir zayıflama uzmanından yardım almanın yardımı olacaktır. Diyet yaparak zayıflamak için tükettiğimiz gıdalara dikkat ederek, az yağlı veya yağsız beslenmeyle, lifli sebze tarzı gıdalar gibi yiyecekler ile bu tarz beslenmeye devam edilerek belirli bir miktar zayıflanabilir.
Spor yaparak zayıflamak için, istiktrarlı ve sistemli bir şekilde devam ettirmek ve sonuca ulaşmanın en doğal yöntemlerinden bir tanesidir. Son yıllarda ülkemize gelen zayıflama hapları da bu konuda yardım edebilen ürünlerdendir. Tabi ki hapların yanında spor yapmak ve beslenmeye dikkat etmek gerekir.

Çorba diyeti ile zayıflayın


Çorba diyetlerini yıllardır duymuş ve mutlaka denemişsinizdir. Hatta bir dönem çorba kapsülleri de meşurdu türkiyede.

Yıllardır halk arasında diyet formülü olarak tercih edilen çorba diyetlerine bir de diyetisyen Gizem Tutar’ın, “Yağ Yaktırıcı Çorba Tarifini” ne göz atın isterseniz.


Zengin içerikleri ve besleyici özellikleri ile sofralarımızda özel bir yere sahip olan çorbalar özellikle kış aylarında Türk mutfağının vazgeçilmezlerindendir. Kimi zaman güne sıcak bir başlangıç yapmak, kimi zaman açlığımızı bastırmak, soğuk kış günlerinde içimizi ısıtmak, ya da hasta yatağımızda ilaç niyetine içilen çorbalar mutfağımızın önemli lezzetlerindendir. Kara lahana, bakla ve brokoli gibi çeşit çeşit sebzelerden deniz mahsullerine; mercimek, nohut gibi kuru baklagillerden et, süt, yoğurt gibi hayvansal besinlere; un, mısır, bulgur gibi tahıl ürünlerinden kelle, paça, işkembe gibi sakatatlara kadar pek çok besin maddesinin çorbası yapılabilmekte ve çorbalar diyet programlarında da kendilerine yer bulabilmektedir. Son zamanlarda medyada sık sık ünlüleri zayıflatan çorba diyetlerine ait haberler karşımıza çıkmakta, hal böyle olunca da bu “mucizevi” çorba diyetlerine dair reçeteler zaman zaman hepimizin dikkatini çekmektedir.
Lahana çorbası diyeti nedir?

Lahana çorbası diyeti akımı ile başlayan mucizevi çorba diyetleri konusuna açıklık getiren Gizem Tutar, hızlı kilo verme konusunda doğadaki hiçbir besinin mucizevi olmadığını söylüyor. Piyasada pek çok çorba diyetinin yer aldığını söyleyen Tutar, bunlardan bazılarının bütün öğünlerde yani gün boyunca çorba içilen diyetler, bazılarının ise iki öğün çorba tüketilen ve bir öğünün serbest bırakıldığı diyetler olduğunu belirtiyor.

Tutar’a göre “bütün gün çorba içilen diyetlerin kısa zamanda sonuç vermesinin temel nedenlerinden biri, gün boyunca sadece çorba tüketildiğinde günlük kalori alımının oldukça düşmesidir. Yani tüm gün çorba diyetlerinin temel mantığı, herhangi bir düşük kalorili diyet ile aynıdır. Şöyle ki vücut ihtiyaç duyduğu kalorinin altında kalori aldığı için kilo kaybı gerçekleşmektedir. Bu şekilde yapılan tüm gün çorba diyetleri uzun süre uygulandığında, vücuttan kas ile su kaybına ve metabolizmanın yavaşlamasına neden olabilmektedir. Bu tip bir diyet kısa sürede başarı sağlasa da uzun süreçte kayıplara neden olacaktır. Bir öğünün serbest olduğu çorba diyetleri ise hem daha yüksek kalori hem de daha fazla vitamin ve mineral içerdiğinden ötürü tüm gün çorba diyetlerine göre daha sağlıklı kabul edilebilir.


Çorba ile ilgili bazı bilimsel gerçekler

Sağlıklı zayıflamanın ve sağlıklı yaşamanın yolunun doğru beslenmekten ve düzenli egzersiz yapmaktan geçtiğini belirten Diyetisyen Gizem Tutar, Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden olan “çorba” hakkındaki bilimsel gerçekler hakkında da şunları söylüyor: Ana yemekten önce çorba tüketen kişilerin, çorba tüketmeyen kişilere göre o öğünde ve tüm gün boyunca daha az kalori aldıkları ve kendilerini daha uzun süre tok hissettikleri belirlenmiştir. Ana yemekten önce yapılan bir bilimsel çalışmada, karbonhidrat içeren çorbaları tüketen kişilerin gün boyunca karbonhidratlı yiyeceklere daha fazla yöneldiği, protein içerikli çorbaları tüketen kişilerin ise gün boyunca proteinli besinleri daha sık tercih ettikleri gözlenmiştir. İçeriğinde süt, yoğurt, yumurta, et, tavuk veya balık gibi protein kaynakları bulunan çorbalar unlu çorbalara göre daha uzun süre tok tutar. Çorbalara, acı kırmızı pul biber eklenmesi çorbanın metabolizma hızlandırıcı özellik kazanmasını sağlar.

Bütün bu bilgiler ışığında çorba diyetlerinin bir kilo verme yöntemi olarak kabul edilmemesi gerektiğini belirten diyetisyen Gizem Tutar, çorba diyeti yapılacaksa bile haftada bir günden fazla yapılmaması gerektiğini söylüyor. “Sağlıklı beslenme” kavramının “trendy” bir deyim olmaktan öteye geçip bir yaşam biçimine dönüşmesinin yolunun bilinçlenmekten geçtiğine değinen Tutar’lı Diyet’in beslenme uzmanı ve yaşam koçu Gizem Tutar, Tutar’lı Diyetten Yağ Yaktıran Baharatlı Bal Kabağı Çorbası tarifini de okuyucularıyla paylaşıyor:

Tutar’lı Diyetten Yağ Yaktıran “Baharatlı Bal Kabağı Çorbası” (4 porsiyon)

Malzemeler:

1 tatlı kaşığı fındık yağı
1 tatlı kaşığı zeytinyağı
2 orta boy beyaz soğan
2 diş sarımsak
1 tatlı kaşığı acı kırmızı pul biber
2 çay kaşığı köri tozu
1 silme çay kaşığı karabiber
200 gram bal kabağı
1 su bardağı tavuk suyu (derisiz tavuk göğüsten)
1 su bardağı light süt

Yapılışı: 200 gram temizlenmiş ve doğranmış bal kabağını üzerini kapatacak kadar su ile birlikte yumuşayıncaya kadar pişiriniz. Karışımı blenderdan geçiriniz. Soğanları ve sarımsakları kıyınız. Fındıkyağı, zeytinyağı, soğan ve sarımsağı bir tencereye koyunuz ve kısık ateşte 1-2 dakika kavurmadan çeviriniz. Üzerine baharatları ekleyiniz. İçerisine bal kabağı püresini, tavuk suyunu (derisiz yıkanmış tavukgöğüslerini üzerini kapatacak kadar su ile tavuklar pişinceye kadar orta hararetli ateşte pişirerek hazırlanır) ekleyin ve karıştırarak kısık ateşte 10-15 dakika pişiriniz. Karışımı blenderdan geçiriniz. En son sütü çorbayı çırparak ekleyiniz. Taze nane yaprakları ile birlikte sıcak servis ediniz.

Ceviz ile zayıflama


Cevizin faydaları anlatmakla bitmez, ancak en bilinen faydası da koleströlü düşürmesidir. Cilt lekeleri konusundaki faydalarını ve adet kanamasını düzenlediğini de birçoğumuz biliyoruzdur.


Son günlerde, Seda Sayan’ın beş ayda 13 kilo vermesini sağlayan diyet formülünü; üç öğün ceviz, her gün bir dilim pizza yediğini itiraf etmesi ile cevizin zayıflamaya olan faydalarını araştırma ihtiyacı hissettik.
Ceviz suyu ile veya ceviz ile zayıflamak mümkün mü ?

Doktorlar tarafından ceviz genelde troid hormonu sorununda kullanılır. Yani diğer bir adıyla zayıflama. Midenizdeki şişlikleri indirmenin en kolay yolu ceviz kürü. Bu kürü istediğiniz kadar uygulayabilirsiniz ki ne kadar uygularsanız şişliğinizden o kadar çabuk kurtulursunuz. 2 hafta içerisinde farkı sizde göreceksiniz.


Ceviz suyu Hazırlanışı: 6–7 adet cevizi 1 litre suya cevizi kırmadan ve kabuklu bir şekilde alt ve üst kısmından 2 delik açarak çaydanlığa atın. İçerisine birazda sirke atın. 15 dakika kaynatın. Bu karışımdan günde 2 defa içeceksiniz. Aç karnınıza içmeniz daha yararlı. Çaydanlıktaki ceviz tanelerini de su ile birlikte tüketiniz.

Filip diyeti nedir ve nasıl yapılır


Green Fillip tarafından hazırlanmış diyet formülü filip diyeti, diyetisyenler tarafından en hızlı diyet programlarından biri olarak kabul ediliyor. Filip diyeti ile 3 gün içerisinde yaklaşık olarak 4-5 kilo verebiliyorsunuz. 1 ay içerisinde maksimum 3 gün devam edebileceğiniz bu diyeti kesinlikle ay içerisinde tekrar etmemelisiniz.
Diyet programına devam ederken tuz ve karabiber dışında kesinlikle extra bir baharat kullanmamalısınız. Su tüketimi diğer bütün diyet programlarındaki gibi çok önemli ve hassas olmanız bir konu. Şekersiz çay ve kahve dışında içecek önerilmez.

1 Gün
Kahvaltı: 1 portakal, 1 dilim tost ekmeği, 2 tatlı kaşığı fındık, fıstık ezmesi, çay yada kahve
Öğle Yemeği: 1 ızgara yada haşlanmış tavuk butu, 1 dilim tost ekmeği, çay yada kahve
Akşam yemeği: 1 dilim yağsız pişirilmiş biftek, 1 fincan haşlanmış beelye, 1 küçük elma, 1 küçük havuç


2 Gün
Kahvaltı: 1 yumurta, yarım muz, 1 dilim ekmek, çay yada kahve
Öğle yemeği: 2 servis kaşığı yağsız ton balığı, 5 tuzlu kraker www.kadincazayiflama.com
Akşam Yemeği: 2 haşlanmış sosis, 2 servis kaşığı haşlanmış brokoli, yarım küçük havuç, yarım muz

3 Gün
Kahvaltı: 5 tuzlu kraker, 1 dilim yağsız peynir, 1 küçük elma, çay yada kahve
Öğle: 1 haşlanmış yumurta, 1 dilim ekmek, 2 servis kaşığı yağsız ton balığı
Akşam : 2 haşlanmış sosis, 2 servis kaşığı haşlanmış karnıbahar, yarım küçük havuç, bir küçük elma.

Ezgi Moda Altı Ayda 12 Kilo Verdi


Birazda moda haline gelen kilolarıyla savaşan ünlülerin arasına bir yenisi daha katıldı.Tv dizilerinden tanıdığımız Ezgi mola tam altı ayda 12 kilo verdi.

Kilolarından sürekli şikayetçi olduğunu dile getiren oyuncu hayranlarını oldukça şaşırttı.Büyük hırs yaptı ve altı aylık kısa bir sürede fit görünmeyi başardı.En son geçen sezonda canım ailem dizisinden tanıdığımız ve uzun zamandır ekranlarda göremediğimiz Ezgi Mola , Bir Ömür Yetmez isimli yeni dizide formda görüntüsüyle ilgileri üzerine çekti.Şimdilerde herkesin merak ettiği soru bu kilolardan ne şekilde kurtulduğu!

Altı ayda 12 kilo

Açıklamalarında ; Kısa sürede verdiği kiloların özel bir formülü olmadığını, kendisini bildiğinden beri balık etinde olduğunu artık bu duruma bir son vermek için sıkı bir spor ve diyetin yeterli olduğunu açıkladı.

Kilo vermek ve korumak için tüyolar


Günümüzde pek çoğumuz bölgesel fazlalıklar ve genel kilo probleminden şikayet etmekteyiz. Bu sorunun temel nedenleri, büyük ölçüde genetik yapımızla alakalı olduğu kadar, başta hareketsizlik ve yeme – içme konusundaki yanlışlarımızla da yakından alakalıdır. Ayrıca şu da bir gerçektir ki: kilo vermek kadar verilen kiloyu korumak da ele alınması gereken ciddi bir konudur.

NASIL KİLO VERİRİM? KİLOMU NASIL KORURUM?

Dolayısı ile bu yazımız hem sağlıklı bir şekilde kilo vermek, hem de verilen kiloyu ve formumuzu korumak açısından bize gereken ipuçlarını vercek mahiyettedir.

1) Son dönemlerde çok sık duymaya başladığımız ve kilo vermemizi adeta sabote eden insülin direncini tetiklediği için, şeker tüketimini en az seviyeye indirmemiz gerekmektedir. Çünkü unutmayınız ki insülin direncinin artması ile şeker yağa dönüşmekte ve bu yağlar da daha çok mide, bel ve karın çevresinde depolanmaktadır.

2) Aşırı tuz tüketimine kesinlikle son vermemiz gerekiyor. Çevrenizde çoğu zaman, henüz daha tadına bile bakmadan, yemeğine sanki kar yağdırırcasına tuz dökmekte olan insanları görürüz. Bu hem sağlığımızı olumsuz etkileyen, hem de kilo vermemizi zorlaştıran en büyük yanlışlardan biridir. Fazla tuz tüketimi kemik yoğunluğumuzun azalmasına yol açmakla kalmaz, aynı zamanda ödem diye nitelenen, vücudun su tutmasına ve bunun sonucunda da çok rahatsız edici şişkinlik problemine yol açmaktadır. Hâlbuki bizler yediğimiz besinlerle günlük tuz ihtiyacımızı yeterince karşılamaktayız, dolayısı ile sofrada elimize tuzluğu almadan önce iki kez düşünmeli ve bilmeliyiz ki bir süre sonra damak tadımız tuzsuz yeme alışkanlığına alışacaktır. Hayatınızın tadı -tuzu kaçmasın diye… Tuzu bırakın.

3) Beslenme programınızda mutlaka yeteri kadar protein aldığınızdan emin olun. Çünkü proteinler hücrelerimizin yapı taşlarıdır ve özellikle kas yapımı ve metabolizmanın aktif çalışması açısından çok önemli rol oynarlar. Dolayısı ile et, yumurta, süt ve süt ürünleri, tavuk, balık yemek listenizin daima baş aktörleri olsun. Ancak süt ve süt ürünlerini tüketirken az yağlı veya yağsız olanları tercih ediniz.

4) Sağlıklı ve doğru bir şekilde kilo vermek istiyorsanız mutlaka günde en az 8 bardak kadar su içmelisiniz. Vücudumuzun yaklaşık % 70 inin sudan oluştuğunu düşünecek olursak, beyin fonksiyonlarımızdan tutun da tüm metabolizmamızın çalışması için yeteri kadar su içilmesi hayati önem taşımaktadır. Bir insan haftalarca aç kalabilir ama birkaç günden fazla susuzluğa dayanamaz. Su içmek her şeyden önce sindirimi ve emilimi kolaylaştırır, vücudu toksinlerden arındırır, ödem ve bunun sonucu ortaya çıkan şişkinlik hissini azaltır. Ayrıca metabolizmanın çalışmasını düzenlediği için daha hızlı yağ yakımını sağlar. Bunun için de 2 lt su ideal bir miktardır. Ayrıca pek çok kişi “ben hiç susamıyorum ki” der, su içmek için susamayı beklemeyin, siz düzenli olarak içmeye başlayın ki, vücudunuz da susamayı öğrensin.

5) Beslenmenizde aşırı yağ tüketiminden kaçının, çok fazla hayvansal yağlar yerine özellikle zeytinyağını tercih edin. Ayrıca Omega- 3 ve Omega -6 yağ asitleri açısından zengin olan deniz ürünleri ve balık tüketimine beslenmenizde mutlaka yer verin. Yağ kalorisi yüksek bir besindir ve vücut bu kaloriyi enerjiye dönüştürmekte zorlanacaktır. Bu yüzden aşırısından kaçının.

6) Tıpkı şeker gibi, karbonhidratlar da insülin direncini tetikleyeceği için çok dikkatli ve ölçülü tüketilmelidir. Özellikle işlenmiş karbonhidratlar yerine, beyaz ekmek ve unlu gıdalar yerine, çok daha fazla vitamin ve mineral içerdikleri için tam buğday, kepek, çavdar gibi ürünleri tercih etmelisiniz. Ayrıca bu ürünler yüksek oranda lif içerdikleri için sindirim, boşaltım ve barsak sağlığı açısından faydalı oldukları kadar, insülin direnci konusunda da beslenmenize yardımcı olacaklardır. Hatta pizza ve makarnalarınızda bile tam tahıllı undan yapılmış olanları tercih edebilirsiniz.

7) Meyveler içerdikleri vitamin, mineral, lif ve posalar açısından son derece faydalıdırlar. Ancak içerdikleri früktoz (meyve şekeri), aşırı tüketimlerinde kilo vermek şöyle dursun, kolayca kilo alınmasına bile neden olurlar. Çoğu insan “aman canım alt tarafı meyve” diyerek bir oturuşta neredeyse yarım karpuzu bitirir. Bu yapılacak en büyük yanlışlardan biridir. Meyvelerde de şeker vardır ve fazla tüketimi kilo alınmasına neden olur. Özellikle üzüm, incir, karpuz dikkatli tüketilmesi gereken meyvelerdendir.

8) Sağlıklı kilo verebilmek için asla ana ve ara öğünlerinizi atlamayın, her zaman düzenli bir şekilde ve mümkünse aynı saatte yemek yemeye özen gösterin. Ve unutmayın ki ara öğünler sihirlidir. Uzun süreler boyunca aç kalmayın, mutlaka ara öğünlerinizi yiyin. Böylece hipoglisemi atakları ve ani kan şekeri düşmesi gibi olumsuzlukları da önlemiş olursunuz.

9) Öğle ve akşam yemeklerinize, düşük kalorili olduğu için çorba ile başlamak iyi bir fikir olabilir. Bu hem sizi tok tutacak, açlığınızı bastıracak hem de diğer yiyeceklere birden saldırmanızı önleyecektir.

10) Ara öğünler önemlidir. Ancak hiçbir zaman ara öğün, çikolatalı bir gofret ya da fındık ezmesi sürülmüş bir dilim ekmek değildir. Ara öğünlerde 1 adet meyve, 2 – 3 adet kuru erik, kayısı, incir gibi meyveler ya da 5 – 6 tane fındık, ceviz, badem gibi ürünler, kepekli ekmeğe yapılmış yağsız bir tost ya da prebiyotik yoğurt, 1 bardak kefir tüketmek çok daha doğru ve sağlıklı olacaktır.

11) Tatlandırıcıların, asitli, gazlı içeceklerin, kutu meyve sularının, sosların, kremaların, şarküteri ürünlerinin, sakatatların, pastanelerde satılan bol yağlı, unlu, tuzlu, şekerli kek, poğaça, börek, simit… gibi ürünlerin, ayrıca bakkal ve marketlerde satılan bisküvi, cips ve her türlü çikolata, şekerleme gibi ürünlerin tüketimine hem içerdikleri katkı maddelerinin sağlığa zararı yüzünden, hem de kilo vermenizi imkansız hale getirdikleri için çok dikkat edin ve büyük ölçüde sınırlama getirin.

12) Diyet ürünler de dikkat edilmesi gereken önemli bir konudur. Her şeyden önce diyet ürünlerde bulunan aspartam vücut tarafından şeker gibi algılanır ve bu da insülin direncini tetikler. Ayrıca vücutta sıvı birikimine, kısaca su tutulmasına neden olur ki, bu zaten kilo vermeyi zorlaştıran bir faktördür. Ve sizin daha fazla şeker ihtiyacı duymanıza neden olabilir. Bunlara ilaveten herhangi bir ürünü nasılsa diyet ürün diye düşünüp sakın kontrolsüzce tüketmeyin ve mutlaka içindekileri ve kalori bilgilerini okuyunuz. Yok yere çok daha fazla kilo almanıza neden olabilir.

13) En önemli kurallardan biri: Hızlı yemek yeme alışkanlığına son verin! Bir durun nefes alın, yemekler kaçmıyor, arkanızdan kovalayan da yok. Ağır ağır, lokmalarınızı iyice çiğneyerek yiyin. Mümkünse 20 dakika gibi bir süre belirleyin ve kendinizi buna göre ayarlayın. Böylece hem sindirim sisteminiz daha rahat işleyecek, hem siz sofradan aç kalkmayacak, hem de yemek sonrasında çok rahatsız edici olan gaz ve şişkinlik gibi sorunları hissetmeyeceksiniz. Hatta mümkünse yemek arasında su içmemeye dikkat edin. Yemekle beraber su içmek, sindirimi gerçekleştiren mide enzimlerini olumsuz etkilemektedirler. En iyisi yemekten yarım saat önce 1 – 2 bardak su için ki , böylece daha fazla yemek yemeyi de önlemiş olursunuz.

14) Akdeniz usulü beslenme tarzını hayatınıza bir daha çıkmamak üzere dahil edin, ülkemizde çok şükür renk renk, çesit çesit sebzeler, meyveler, otlar, yeşillikler yetişmektedir. Semt pazarları ve market reyonları bu renk cümbüşü ile adeta bir tablo gibidir. Bu güzellikleri hayatınıza katın. Bol bol sebze ve yeşilliklerden tüketin. Onlarda sağlıklı olmanız için gereken pek çok mucize saklıdır, sanki birer ecza deposu gibidirler. Hatta bazılarını çiğ olarak bile tüketebilirsiniz.

15) Pişirme alışkanlıklarınızı ve tekniklerinizi tekrar gözden geçirin. Çok fazla yağlı ve kızartmalar yerine fırın, haşlama, buhar ya da kömür ateşi gibi daha sağlıklı yöntemleri de uygulamaya koyun.

16) Hem zihinsel, hem de fiziksel enerjiye ihtiyacınız olduğu için, güne kahvaltı etmeden başlamayın ve aldığınız kaloriyi muhtemelen harcayamayacağınız için asla çok geç saatlerde yemek yemeyin. Bunun yanı sıra televizyon seyrederken, kitap okurken ya da ders çalışırken sürekli bisküvi, cips yada çerez gibi şeyler atıştırmayın. Bu yavaş yavaş ve farkında olmadan kilolarınızın artmasına neden olur. Canınız çok fazla bir şeyler yemek isterse bu neden güzel bir yeşil elma ya da birkaç kuru kayısı olmasın.

17) Mümkünse porsiyonlarınızı küçültün, yemeklerinizi daha küçük tabaklarda yiyin, hem böylece gözünüze de daha doyurucu görünecektir. Obezite günümüzde Amerika’da insan sağlığını tehdit eder boyutlara ulaşmış ve genç, yaşlı, kadın, erkek pek çok kişiyi pençesi altına almıştır. Bunda Amerika’da fast-food kültürünün egemen olmasının yanı sıra, bizimkinin neredeyse 3 katı büyüklükteki tabak çaplarının da etkisi olduğu göz ardı edilemez bir gerçektir.

18) Porsiyon mantığınızı siz kendiniz oluşturun. Herhangi bir lokanta ya da restoranda önünüze gelen bir porsiyon adı altındaki tatlıyı bitirmek zorunda değilsiniz. Neden yarısını yemek size yetmesin? Bir de konuya bu açıdan bakın ya da bir porsiyon alın, yanında da iki servis, ve arkadaşınızla paylaşın.

19) Lütfen hayır deme hakkınızı kullanın. Misafirliklerde, davetlerde vs… size ikram edilen her şeyi kabul etmeyin, asla kendi sisteminizin ya da ölçünüzün dışına çıkmayın. Tatil ve seyahatlerde, iş yemeklerinde kabul edin ki, mutlaka mönüde sağlıklı seçenekler de vardır. Seçiminizi bunlardan yana yapın.

20) Market alışverişlerinde kontrolünüzü elden bırakmayın. Mutlaka önceden bir liste yapın, çikolata bölümüne geldiğinizde sürekli “onu da al…bunu da al” diyen içinizdeki yaramazı susturun. Unutmayın alırsanız, aldıklarınızı bitirmek gibi bir göreviniz olduğu yanılgısına düşecek ve belki de son 2 – 3 haftadır yaptığınız beslenme programını altüst edeceksiniz. Eğer çok istiyorsanız sadece sevdiğiniz şeyden bir tane alın, o da sizin ödülünüz olsun.

21) Mutlaka ve mutlaka egzersiz yapın. Başlayıp başlayıp bırakmayın ya da bir yerlere üye olup 3 hafta sonra olmadık bahanelerle işi aksatmayın. Egzersizi hayatınıza çıkarmamak üzere katın, öyle ki yapmadığınızda suçluluk hissedecek kadar. Yüzün, yürüyün, bisiklete binin… Mutlaka hepimizin severek yapabileceği bir spor aktivitesi vardır. Unutmayın bu iskelet ve kas sitemi bize çalışsın diye verildi… Kabul edin sabahtan akşama kadar masa başında oturmaktan, akşamdan, gece yarısına kadar da televizyon karşısında yine oturmaktan kaslarımızın varlığını bile unuttuk. Onları yeniden hissedin. Bana göre yapılabilecek en ekonomik, en etkili, en keyifli egzersiz yürüyüştür. Takın kulaklıklarınızı, bir taraftan müzik dinleyin, bir taraftan da bol oksijen alarak bedeninizi çalıştırın. Nefes alırken burundan alıp, ağızdan verin. Açık havada, eğer imkanınız varsa deniz kenarı ya da bol ağaçlıklı bir yerde yapacağınız egzersiz daha fazla oksijen alacağınız için yağ yakımını hızlandıracaktır. Ve unutmayın kas oranınız arttıkça uykuda bile kalori harcamaya devam edersiniz.

22) Kilo verme sürecinde asla evde yada günlük hayatınızda çok bol, ya da tayt, eşofman gibi geniş, esneyen giyisileri tercih etmeyin. Bunlar bizi hiç rahatsız etmedikleri için kilo alsak bile farkına varmayız. Tam tersine çok sevdiğiniz bir giysiyi alın ve “şu kadar sürede ben bunu giyeceğim” diye hedef koyun ve kendinizi bu şekilde şartlandırın. Emin olun ki işe yarıyor. Ya da eskiden çok sevip de şimdi giyemediğiniz bir kıyafetiniz de olabilir tabi ki. Ayrıca ideal kilolu günlerinizdeki resimlerinizi hep görebileceğiniz yerlere koyun, bu sizi hırslandıracak ve hedefinize daha çabuk ulaşmanızı sağlayacaktır. Olanla yetinmeyin, sınırlarınızı zorlayın.

23) Hergün tartılma yanlışını yapmaktan vazgeçin. Bu sizin moralinizi kırmaktan ve motivasyonunuzu bozmaktan başka bir işe yaramaz. Belki period döneminiz yaklaşmıştır, belki vücudunuzda ödem vardır. Mesela eğer egzersize başladıysanız, 1 gr kas kütlesi kendi hacminin 3 katı kadar su tutar. Bu durumda siz tartıya çıktığınızda kendinizi kilo almış gibi görebilirsiniz. En iyisi 10 günde bir tartılmaktır. Çok daha gerçekçi değerlere ulaşırsınız.

24) Yeşil çayı mutlaka hayatınıza katın, hatta içine tarçın kabukları koyarak da içebilirsiniz. Çünkü yeşil çayın metabolizmayı hızlandırarak, kilo vermeyi kolaylaştırdığı artık kesin olarak biliniyor. Tarçının da şekeri kontrol altında tutması ve insülin direncini önleme konusunda faydalı olduğu bilinmektedir.

25) Düzenli egzersiz kadar, dolaşımı hızlandırması ve ödem atılımını kolaylaştırması açısından düzenli masaj da vücüdun formunu korumasında etkili bir yöntemdir.

26) Stresten uzak durmaya gayret edin. Zihninizi güzel düşüncelere odaklayın, kendinize hedefler koyun. Ve en önemlisi düzenli ve dinlendirici bir uyku sisteminizin olmasına dikkat edin. Vücudumuz günlük enerji ihtiyacını uykudan temin eder. Dolayısı ile kaliteli uyku ki burada süreden çok derinliği önemlidir, bu da sizin kilo vermenizi kolaylaştıracaktır.

27) Her türlü zayıflama çabasından önce mutlaka gereken insülin direnci, tiroid testlerinizi yaptırın. Çünkü eğer metabolik ya da hormonal bir sorununuz varsa yemenize, içmenize ne kadar dikkat etseniz de istenilen hızda yol alamayabilirsiniz. Halbuki sorunun kaynağı tespit edilirse hem doktor kontrolü ile gerekirse, ilaç kullanımı ile hem de sizin doğru beslenme ve egzersiz çabanız ile mükemmel ve sağlıklı sonuç alabilirsiniz.

28) Ne olursa olsun kendinizi sevin, hayatta olduğunuz için, özellikleriniz için şükredin, kendinizi kimseyle kıyaslamayın ve istediğinizde her şeyin üstesinden gelebileceğinizi bir an olsun aklınızdan çıkarmayın.

NOT: Bu makale Mine Ülgezer tarafından , sadece bilgilendirme amaçlı olarak yazılmış bir çeviri ve derlemedir.
Mahmure

Gülben Ergen Gençlik Sırrını Açıkladı

Hayatından yapay yiyecekleri çıkaran ve doğal beslenen Ergen’in son değişikliği de sofra tuzu oldu.İşlenmiş sofra tuzunun en az sigara kadar zararlı olduğunu söyleyen Ergen, yakın bir zamanda dünyada tuz paketlerinin üzerinde aynı sigara paketlerinde olduğu gibi uyarı ibarelerinin olması için çalışıldığını söyledi.
Akşam gezetesinde çıkan habere göre Ergen, işlenmiş sofra tuzu yerine ’Himalaya tuzu’ kullanıyor.

Yeşil kahve çekirdeği ile zayıflama


Genelde TV programlarında “uyurken göbek eriten yöntem” olarak diyetisyenlerin anlattığı ve “yeşil kahve çekirdeğinin özleri ile hazırlanan bir zayıflama ilacı” ile ilgili olarak şunu soruluyor: “Ürünü tanıtanlar, noter huzurunda yapılan araştırmalar ile de bu etkiyi kanıtladıklarını iddia ediyorlar. Ne yapalım?”

Kahve çekirdeği zayıflatmaz

Hemen belirtmek gerekir ki, hiç bir bilimsel çalışma noter huzurunda yapılmaz. Bilimsel çalışmalar sadece ve sadece akademik merkezlerde, enstitülerde, üniversitelerin araştırma merkezlerinde yapılır.

Yeşil kahve çekirdeği özlerinin göbek erittiğini, kilo verdirdiğini gösteren hiç bir mevcut bulgu yoktur. Dahası, bugüne kadar hiç bir bitkinin sapının veya yaprağının kilo verdirdiği gösterilememiştir.+

Bu tür programlarda duydukları bilgilere kimse rağbet etmemelidir.

Prof. Dr. Osman Müftüoğlu

Bebek maması zayıflatır mı ?


Ünlü ingiliz şarkıcı Cheryl Cole, bebek maması ile diyet yaptığını açıkladıktan sonra zayıflamak isteyen kişilerin yeni umut kapısı oldu.
Cheryl Cole günde 14 porsiyon bebek maması yediğini, akşam yemeklerinde az kalorili normal bir gıda tükettiğini söyledi.

Cheryl Cole, bu diyet formülünü uygulayarak istediği vücut ölçülerine sahip olmayı başardığını söyledi.

Peki ama bebek maması gerçekten zayıflatır mı ?

Genelde zayıflama mamaları obezlik problemi olan çocuklarda zayıflaması için tercih edilir. Zayıflama mamaları hem besin hemde vitamin bakımından oldukça zengin mamalardır. Yağların erimesi için ve hızlı zayıflamanız için faydalıdır.
Kilo vermek, Zayıflamak ve ideal kilosuna ulaşmak için pek çok insan zayıflama maması adı altında piyasaya sürülen doğal ya da çeşitli kimyasal içerikli zayıflama ilaçlarını kullanmayı tercih ediyorlar.Genellikle her üründe olduğu gibi zayıflama maması reklamlarında pek çok abartılarla piyasada reklamlar yapılmaktadır.Ancak bu türden ilaçlar da olsa mutlaka doktor kontrolünde uygulanmalıdır. Zayıflama maması adı altında satılan ilaçlar düşük kalori içerdikleri için yemek yeme miktarını doğrudan etkileyerek kilo kaybını hedeflemektedirler.Her ne kadar kilo verme, zayıflama ilaçları ile başarılsa da verilen kiloları almadan ideal kiloyu korumak ayrı bir çaba gerektirmektedir.

Zayıflama macunu tarifi

Herbalist Şevki Güngör önerdiği doğal zayıflama macunu ile zayıflamanın çok kolay olduğunu iddaa ediyor. Zayıflama macununun şeker hastası olanlarda kullanabiliyor.
Zayıflama macunu tarifi :
Malzemeler:
• 1 Tatlı kaşığı Zencefil
• 1 Yemek kaşığı yaban mersini
• 1 Yemek kaşığı funda yaprağı
• 1Yemek kaşığı kantaron
• 1 Yemek kaşığı adaçayı
• 1 Yemek kaşığı sinameki
• 1 Yemek kaşığı kekik
• Nar ekşisi
Uygulama: Bikileri toz haline getirerek karıştırın. İçine macun kıvamına gelene dek nar ekşisi ilave edin. Zayıflama macununu kavanoza koyarak serin bir yerde saklayın. Günde üç öğün yemeklerden 1 saat sonra 1 tatlı kaşığı yiyin.

Temel Reis Diyeti İle Reyhan Karaca 10 Kilo Verdi


Ünlü sanatcı Reyhan Karaca kardeşini kanserden kaybettikten sonra girmiş olduğu bunalım ve büyük üzüntü ile 15 kilo alınca Doktor Ender Saraç‘a başvurdu. Ünlü Diyetisyen Ender Saraç şarkıcıya bol ıspanaklı bir diyet menüsü hazırladı.
Ender Saraç tarafından hazırlanan diyet programını uygulayan Reyhan Karaca 3 ayda 10 kilo vermeyi başarabildi.

Reyhan Karaca’nın ıspanaklı diyeti

Reyhan Karaca kendisi için hazırlanan diyet programına göre sabahları 3 yemek kaşığı yulafı bir su bardağı süt ile lapa haline gelene kadar pişirip yedi.
Ara öğünlerde yeşil elma, öğlen yemeklerinde yoğurtsuz ve içine pirinç katılmadan hazırlanan ıspanak yemeği, akşamları ise ızgara et ve salata yediği söyledi.

Metabolik Balans Diyeti

Bu güne kadar denediğiniz bir çok diyet oldu ve bir türlü başarılı olamadıysanız. Sizin için yepyeni bir diyet formülünü öneriyoruz.Dünyanın yeni trendi ile kolayca incelebilirsiniz.
‘Metabolik balans’ aslında yeni bir diyet sistemi değil, kilo düzenleyen bir metabolizma programı… Bu sistem, yeme içme alışkanlıklarını sağlıklı ve dengeli bir şekilde düzenleyerek, kişiye özel bir beslenme programı oluşturulmasını sağlıyor. Cosmopolitan dergisinden Özge Zeki, Dr. Altay Öktem’e ‘metabolik balans’ programının detaylarını sordu…
HORMONLAR GÜÇLENİR
Bu sistem nasıl işliyor?
Kişiye özel hazırlanan beslenme planı sayesinde vücut ihtiyaç duyduğu tüm sağlıklı besinleri alıyor. Bu şekilde metabolizma sağlıklı çalışıyor ve doğal bir insülin salgılaması teşvik ediliyor. Ama tabii kişi besinlerini yeni ve basit kurallara göre hazırladığı için kilosu da kontrol altında oluyor. Bu sayede hormonların dengesi güçleniyor. Ayrıca beslenme değişikliği ile diyet yapmadan ya da zayıflamayı destekleyici ürün veya ilaçlar kullanılmadan kilo kontrolü sağlanabiliyor.
DÖRT AŞAMALI PROGRAM
Metabolik balans diyetinin süresi ne?
Hazırlık dönemi, beslenme konusunda doktor ile görüşme ile başlıyor. Laboratuvar tahlillerine göre kişiye özel bir beslenme planı yapılıyor. Bu plan çerçevesinde vücudu koruyacak olan basit ve sorunsuz beslenme değişiminin hazırlığı yapılmış oluyor. İkinci aşama, en az iki hafta devam edecek sıkı beslenme dönemi. Bu süreçte, tamamen sağlıklı bir beslenme programı uygulanıyor. Üçüncü aşamada ise artık dikkatlice önceki aşamada izin verilmeyen besinleri ve miktarları deneme kısmı başlıyor. İşte bu süreçte kişiye en iyi uyan beslenme şekli oluşuyor. Dördüncü aşama yani kiloyu koruma dönemi ise belirli bir zamanla sınırlı değil. Program en az 14 gün sürüyor.
UYULMASI GEREKEN KURALLAR
Günde tek tip protein tüketmek önemli. Kahvaltıda beyaz peynir varsa, gün içinde tekrar peynir yememek gerekiyor.
Öğüne protein ile başlamalısınız. Kahvaltıda önce peynirden başlayın ya da pastanın önce kremasını yiyin.
En az 2 litre su için. Kişiye özel hazırlanan beslenme programına göre bu miktar değişebiliyor.
Meyve yemek şart. Özellikle her gün bir elma yemek sistemin vazgeçilmez kurallarından biri. İstediğiniz bir öğünde sabah, öğlen veya akşam yiyebilirsiniz.
Üç öğün yemek gerekiyor. Öğünlerin arasında en az 5 saat olmalı. Sık sık yemek yemek vücuttaki insülin düzeyini yükselttiği için önerilmiyor.
Akşam 9′dan sonra bir şey yememek önemli. Çünkü vücut akşam dinleniyor ve yağ yakıyor. Dolayısıyla akşam yemeğini erken yemelisiniz.
En az 8 saat uyumak gerekiyor. Uykusuz kalmak metabolizmanın dengesini bozuyor. Uykuda insülin düşüyor ve vücut yağ yakıyor.
Öğünleriniz 60 dakikadan fazla sürmemeli. Yemek masasında uzun saatler geçirilmesi önerilmiyor.
KALBİNİZİ KORUYOR
Dengeli beslenmek, sağlıklı bir şekilde kilolarını kontrol altında tutmak, şeker ve metabolizma dengesini kurmak isteyenler ‘metabolik balans’ programına katılabiliyor. Ayrıca program kalp ve kan dolaşımının korunmasında, şeker ve metabolizmanın dengelenmesinde, karaciğer, safra kesesi, böbrekler ve mesanenin desteklenmesinde son derece etkili.

Diyet Yaparken Sağlığınızdan Olmayın


Son dönemlerde internet siteleri başta olmak üzere pek çok kaynakta diyet reçeteleri kontrolsüz bir şekilde bulunmaktadır. Bu durum bilinçsiz bir şekilde diyet yapmak isteyen insanların zorluk çekmelerine neden olmakta… Uzmanlar, diyet yapmak isteyenleri kesinlikle bir diyetisyenden yardım almaları konusunda uyarmaktalar. Çünkü bu diyet programlarında yer alan ögeler toplumun beslenme alışkanlıklarının dışında yer almaktadır.

Daha çok Avrupa ve Amerika kaynaklı olan bu diyet çizelgeleri oldukça ciddi sorunların oluşmasına zemin hazırlamaktadır. Diyet yapacağınız zaman sağlığınızdan olmamanız adına bu konuda bir uzmandan yardım almanız oldukça büyük bir önem teşkil etmektedir.
Diyet yapmak için bazı önemli kurallar bulunduğu da unutulmamalıdır. Bu kurallara zamanında uyararak metabolizmanızı yaptığınız diyetin içeriğine uygun şekilde canlı tutabilirsiniz. Örnek olarak son dönemlerde sıklıkla tekrarlanan şok diyetleri pek çok insanın kontrolsüz bir şekilde diyet yapmasına akabilin de ise hızlı bir geri dönüş yaşamasına neden olmuştur.
Bu diyet yöntemlerine de çalışmalarına da özen gösterilmesi sağlığınızı korumanız açısından önem teşkil etmektedir.

Dukan Diyeti İle Zayıflama

Dukan diyeti aslında yaklaşık 10 yıldan beri kullanılan ve etkili olan bir zayıflama programıdır. Son birkaç yıl içerisinde eskiye nazaran daha popüler hale gelen bu diyet, işleyişi bakımından bir şok etkisi ile zayıflamayı sağlamaktadır. Dukan diyetinin en önemli özelliği istediğiniz besin maddesinden istediğiniz kadar tüketebiliyor olmanızdır. Dukan diyetinin bir diğer özelliği ise protein içerikli besin maddelerinin tüketimi artırılarak gerçekleştiriliyor olmasıdır. Protein artıyor ve yağlar azaltılıyor. İşte bu prensibe göre işleyen dukan diyeti, az miktarda yağ tüketimi nedeniyle vücudun yağlara yönelmesini sağlıyor.
Diyetin ilk aşaması şok etkisi yaratan saldırı yöntemi olarak adlandırılıyor. İlk aşamada kırmızı et ve et ürünlerinin tüketimi artırılıyor. Ancak bu ürünlerin yağsız olması ya da en fazla %10 yağ içerikli olması gerekiyor. Ayrıca beyaz et ve tüm kümes hayvanları ürünlerini de bu süreçte dilediğiniz kadar tüketebilirsiniz. Alerjik bir sorun olmaması şartıyla yumurtanın beyaz kısmı hariç tüketilmesi tavsiye edilmektedir.
Yoğun protein tüketimi sebebiyle bu ilk aşama içerisinde ağız kokuları ile karşılaşmanız ve ağız kuruluklarının ortaya çıkması muhtemel sonuçlardan bazıları. Bu sorunlara karşı ise mutlaka günde 2 lt nin altına düşmeyecek şekilde bol su tüketmeniz gereklidir. Yağ içerikli olmaması şartıyla bu dönemde besin maddelerinde baharatları da kullanabilirsiniz.
Kilo verme dönemi
İlk aşama sonrasında en önemli ve zayıflamanın gerçekleştiği aşamaya geleceksiniz. Bu ikinci aşama içerisinde birinci aşamada yer alan tüm gıdalar yanında çiğ ya da pişmiş sebze ürünlerini de tüketmeye başlıyorsunuz. İçerdiği birçok antioksidan maddeler ve düzenleyici ürünler sebebiyle sebze, zayıflamanızda yardımcı besin olacaktır.
Diyet sonrası dönem
Birçok diyet programında olduğu gibi dukan diyetinde de diyet programı sonrası dikkat etmeniz gereken şeyler olacaktır. İstediğiniz kilo aralığına ulaştığınızda programınızdan uzaklaşmamanız gereklidir. Daha az tüketim ile ilk 2 aylık dönemde yine dukan diyetini uygulamanız, diyet sonrası alınabilecek kiloları önlemede etkili olacaktır.

Detoks Etkiye Sahip Bitkiler ve Sağlıklı Zayıflama

Günümüzde birçok besin maddesinin sağlıklı olduğu ve vücudumuz için herhangi bir sorun teşkil etmediğini düşünürüz. Gerçekte ise durum hiçte öyle değildir. Yediğimiz birçok besinin sağlıklı olduğunu düşünsek de gerçekte vücut için olumsuz etkiler yaratıyor olabilir. Vücudun alerjik tepkileri önemlidir. Tüketmiş olduğunuz besinler vücut tarafından yeterince sindirilemiyorsa kilo alma problemleri ortaya çıkabilir. Diyet yapıyor olabilirsiniz ya da düzenli besleniyor da olabilirsiniz. Eğer vücudunuz herhangi bir besine karşı tepki veriyorsa zayıflamak sizin için hayal olabilir.
Yüzyılın en önemli sağlık sorunları arasında yer alan şişmanlık sorunu bugün birçok dünya ülkesinde en çok para harcanan sağlık sorunları içerisinde yer alıyor. Şişmanlık sadece görünüm açısından değil birçok ciddi sorunun başlangıcında da etkili rol oynuyor. Kalp hastalıkları, şeker hastalığı gibi sağlık sorunları temelinde kilo problemlerinin yattığı hastalıklar arasında yer alıyor. Araştırmalar bu gibi vakalarda verilen kiloların çok kısa süre içerisinde geri alındığını söylüyor. Şişmanlara göre zayıf olan kişiler genellikle metabolizması çok hızlı çalışan kişiler olarak bilinirler. Fakat bu düşünce genellikle doğru değildir. Zayıf olan kişiler şişmanlarda olduğu gibi aldıkları kalori miktarını düzenleyerek sağlıklı beslenme alışkanlığına girebilirler.
Bazı bitki türlerinin vücut için düzenleyici etkiye sahip olduğu bilinmektedir. Kısaca incelemek gerekirse,
Kekik: Kekik içerisinde yer alan yağlar, vücutta sindirimi kolaylaştırıcı etkiye sahiptir.
Yeşil çay: Yeşil çayın halsizlik ve yorgunluk gibi durumlar üzerinde dinlendirici etkisi bulunmaktadır. Birçok araştırmada yeşil çayın fazla kiloların verilmesi ve kalorilerin daha kolay yakılmasında etkili olduğu görülmüştür.
Isırgan otu: Isırgan otu yaprakları, kaynatılarak tüketildiğinde idrar söktürücü etkiye sahiptir.

Hurma Diyeti ile Zayıflama

Hurma içinde barındırdığı birçok vitamin nedeniyle öğünlerde tüketilmesi mutlaka tavsiye edilen bir gıdadır. Özellikle yapılan araştırmalar, hurmanın tok tutma özelliği sayesinde açlık hissini giderdiği ve diyet yapan kişilere önemli bir yardımcı olduğunu gösteriyor. Araştırmaların bir diğer dikkat çekici sonucu ise, şişmanlık sorunu yaşayan hastaların öğünlerine hurma ile başlayarak hızlı ve sağlıklı bir şekilde kilo vermesidir.
Tıbbi çalışmalar ile henüz yeterince kanıtlanmamış olsa da, hurmanın tok tutucu özelliği sayesinde sindirim sistemini daha hızlı çalıştırdığı ve daha kolay kilo verdirdiği düşünülüyor. Hurma diyetinin uygulanması için en uygun ayın ramazan ayı olduğu önerilse de diğer aylarda da aynı diyetin uygulanabileceği düşünülmekte. Özellikle yemek öncesinde tüketilen hurmanın, daha az yemek tüketimini sağladığı bilinmekte. Bu sayede öğünlerde aşırı kalori alımı da engellenebiliyor.

Hurma üzerinde yapılan araştırmalar, hurmanın birçok vitamini içerisinde barındırması nedeniyle vücutta önemli yararlar sağladığını göstermekte. Ayrıca hurmanın içerisinde şeker bulundurmasına rağmen şeker hastaları için herhangi bir sorun teşkil etmediği düşünülüyor. Son zamanlarda popüler hale gelen hurma diyetinin zayıflamak isteyen ancak aç kalmaktan şikayet eden hastalar için ideal bir program olduğu düşünülmekte. Hurmanın içinde bulunan lif özelliği sayesinde sindirim sisteminde düzenleyici bir etkisi de bulunuyor. Bu etki aynı zamanda bağırsaklarda hareketlenmeyi sağlayarak kilo kayıplarını ortaya çıkarıyor.

 
fx15 rephair formoline epila tüy dökücü indir diyet zayıflama