31 Temmuz 2013 Çarşamba

Diyet yaparken pasta yenmez !

‘Diyet yaparken pasta yenmez’ düşüncesi, zayıflamaya çalışanların önemli kuralları arasında. Bir dilim pastanın 450 kalori olduğunu hatırlatan Uzman Diyetisyen Serkan Tutar’a göre ise, diyete dost masum alternatifler yok değil
Pastaların yüksek kalorili besinler olduğunu belirten Uzman Diyetisyen Serkan Tutar, “Çünkü pasta; karbonhidrat, protein ve yağı yapısında bulunduran bir besindir. Zengin içeriği ile en masum pastanın bir dilimi 450 kalori civarındadır. Yani günde 1200 kalorilik bir beslenme programı uygulayan birinin yaklaşık bir ana öğünüdür. Bütün bu nedenler yüzünden diyette pasta tüketmek bir günah olarak görülür” diyor.
Ancak diyete pasta ilave etmenin de yolları olduğunu belirten Tutar, bu konudaki önerilerini sıralıyor ve kalori bombardımanına maruz kalmadan pasta yemenin inceliklerini şöyle anlatıyor:
PASTA SEÇERKEN BUNLARA DİKKAT!
- İnce bir dilim almaya özen gösterin.
- Üzerinde kestane şekeri gibi ekstra kalori yüküne sebep olan malzemeler varsa ayırın.
- Meyveli pasta tercih etmeye çalışın.
- İnce hamurlu pastalara yönelin.
- Peynirle yapılan pastaların da kalorisinin en az kremalı pastalar kadar olduğunu unutmayın.
PASTA YEDİNİZ, DİYETİNİZ BOZULMASIN…
- 1 dilim pasta, beslenme programınızdaki ½ bardak süt, 2 dilim ekmek ve 1 boyut meyveye eşit gelir. Ara sıra kaçamak yapan biriyseniz, günlük beslenme düzeninden bu besinleri bir günlüğüne çıkartarak denge sağlayabilirsiniz.
- Pastaya hayır diyemeyenlerden ve bu sebeple sıklıkla diyeti bozanlardansanız, o zaman daha hafif seçenekler tercih etmenin veya mutfağa girmenin zamanı gelmiş demektir.
DİYETE DOST MASUM PASTA ALTERNATİFLERİ
- 1 dilim mozaik pasta.
- 1 dilim meyveli parfe.
- 1 dilim dondurmalı pasta.
- 1 dilim light cheesecake.
- 1 dilim light pasta.
EVDE MASUM PASTALAR YAPMANIN 5 PRATİK YOLU
- Beyaz un ile esmer unu karıştırın. Yaptığınız pastanın kalori değeri çok değişmese de, kan şekerinizi daha sağlıklı yükseltir.
- Şeker yerine granül tatlandırıcı kullanın. Tatlandırıcılar, şeker tadı veren kalorisiz/düşük kalori değerine sahip öğelerdir. Yaptığınız pastanın kalori değerini %40’a kadar azaltabilirler.
- Light margarin tercih edin. ‘Margarin, margarindir’ deyip geçmeyin. Pastanın kalorisini yükselten öğe aslında yağdır. Pastanızın kalorisini ciddi oranda azaltabilirsiniz.
- Kremasını light süt ile hazırlayın. Bu yolda, pastanın yağ içeriğini azaltarak kalorisinin düşük olmasına yardımcı olur.
- Çikolata yerine şekersiz çikolata veya taze meyve tercih edin. Çikolata hem şeker hem de yağ içerir. Şekersiz çikolata kullanarak veya en iyi seçim taze meyve kullanarak, hafif ve daha sağlıklı bir pasta hazırlayabilirsiniz.

Stresten kilo alabilmek


87 üniversite öğrencisinin katısallımıyla yapılan araştırmaya göre insan mutlu olduğu zaman daha çok yiyor. Bu da psikolojimiz iyiyken kilo almaya daha yatkın olduğumuza işaret ediyor.
Sonuçları geçen ay yayınlanan araştırmaya göre yüz kişinin 75′inin psikolojik durumu yeme düzenine etki ediyor ve mutlu olan daha çok kalori tüketiyor. Psikologlar, öğrencilerin onları mutlu, mutsuz hissettirecek ve psikolojik durumlarına ne iyi ne kötü etki edecek görüntüler izletti. İzleme sonrasında ise onlara çikolata, cips gibi yemekler ikram edildi. Mutlu edecek görüntüleri izleyenlerin daha çok kalori tükettiği gözlendi. Psikologlar, “Çoğu kez moralin iyi olmasının diğer ruh hallerine göre daha fazla, hattı bazılarında aşırı yemeğe sebebiyet olduğunu gördük” dedi.

Hamur işi yiyerek zayıflamak

“Ekmek ve hamur işinden vazgeçemediğim açısından zayıflayamam!” gibi bir inancınız varsa bunun yanlış olduğunu bilin.
Sözünü ettiğimiz tek yönlü beslenme değil, kişinin beslenme alışkanlıklarını da göz önüne alarak doğru ve sağlıklı beslenmesi.
Çağımız hem formda hem de sağlıklı olma çağı. Beslenme ve Diyet Uzmanı Murat Gökçen, her diyetin kişiye özel hazırlanması gerektiğini söylüyor. Vejetaryen birine et ağırlıklı bir beslenme programı verilmesi veya sebzeden nefret yapan birine sebze bombardımanı yapılması hazin sonuçlara sebebiyet olabiliyor.
Unlu gıdalar
B Vitamini deposu
Unlu gıdalarda bol ölçüde B vitamini bulunuyor. B kompleksi vitaminler genelde merkezi sinir sistemini olumlu yönde etkiledikleri açısından kişinin sinirli oluşunu engelliyor. Ayrıca unlu gıdaların tüketilmesi mutluluk hormonu “serotonin”in yükselmesini sağlayarak bu tezi daha da güçlendiriyor.
Ekmek yerine
Ceviz olur mu?
Ekmek ve ceviz gibi kabuklu yemişlerin B vitaminleri açısından zengin olduğu belirtiliyor. 100 gram ekmekte 250 kalori varken, aynı ölçü cevizde 650 kalori bulunuyor.
Hangi ekmek?
Tam buğday, çavdar ve yulaf ekmeği en değerli ekmekler olarak sıralanıyor. Kepek ekmeği daha az kaliteli ekmek sınıfına giriyor. En değersiz ekmeğin ise toplumda en sık tüketilen ak ekmek oluşu dikkat çekiyor.
Hamura koyduğunuz
Yağa dikkat!
Murat Gökçen, “1 çay bardağı yağda 900 kalori vardır ve bu çok yüksek bir değerdir” diyor. Hamur işlerine 3-4 çay bardağı yağ konulduğu düşünülürse ortaya çıkan kalorinin yüksekliği kolaylıkla fark ediliyor.
Hamur işi sevenlere özel zayıflama önerileri
Kahvaltı
Peynirli poğaça, muz
Öğle yiyeceği
Çeyrek sandviç (tavuklu veya diyet ton balıklı ve söğüş salata katkılı), ayran
Akşam yiyeceği
Kıymalı makarna, çoban salata
Not
Bu menünün yaklaşık kalori değeri 1500 kaloridir. 160 cm boyunda, 70 kilogram ağırlığında bir kadının, kilosunu korumak açısından günde ortalama 2000 kalori alması gerekiyor
Tatlıyı aç karnına tüketmeyin
Yağda kızartılmış şerbetli tatlıların çok ağır ve çok kalorili olduğu belirtiliyor. Sütlü tatlılar ise daha hafif tatlılar olarak sınıflandırılıyor. Dondurma ise tatlılar içinde en masum olanı olarak değerlendiriliyor. Murat Gökçen, “Eğer tatlı yenecekse tok karnına yenmesi uygundur. Aç karna yenen tatlılar kan şekerini hızla yükseltip süratle düşürdükleri açısından metabolizmayı allak bullak ederler” diyor.
HT Hayat

Oruç detoks etkisi yapıyor

Oruçluyken organların dinlendiğini belirten uzmanlar, iftar ve sahurda tüketilen gıdaya dikkat edilmesi halinde orucun vücutta detoks etkisi yarattığına dikkati çekiyor
Uzmanlar oruç tutarken istenmeyen kilolardan ve vücutta biriken atıklardan kurtulmak isteyenlere iftar öncesinde hafif ter atılmasını sağlayacak yürüyüş yapmalarını öneriyor. Çağın hastalığı olarak nitelendirilen obezite ile mücadele açısından Ramazanın iyi değerlendirilmesi gerektiğine dikkati çeken uzmanlar, orucun sigarayı bırakmak isteyenler açısından de iyi bir fırsat olduğunu belirtiyorlar.
Dicle Üniversitesi (DÜ) İç Hastalıkları ve Nefroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Kemal Kadiroğlu, on bir ayın sultanı Ramazan’ı karşılamanın sevinci ve heyecanı yaşanırken vatandaşlardan beklentilerinin usulüne uygun biçimde oruç tutmaları olduğunu belirtti.
Prof. Dr. Kadiroğlu, vücuda fazla enerji alındığında beslenme şekline bağlı olarak bu besinlerin vücutta kiloya yani çağın hastalığı obeziteye dönüştüğünü ifade ederek, bunun da hipertansiyon, diyabet ve dolayısıyla böbrek rahatsızlıklarına zemin hazırladığını söyledi.
BİLİNÇLİ ŞEKİLDE TUTULMALI
Ramazan ayının fazla kiloların kontrol altına alınması açısından önemli bir fırsat olduğuna dikkati çeken Kadiroğlu, “Bilinçli biçimde oruç tutarsak Ramazan vücut sağlığı açısından çok önemli bir fırsattır. Obezite ve buna bağlı gelişen hastalıklardan korunma, sağlığı koruma, zinde bir vücuda ve akla kavuşabilmenin fırsatıdır mübarek Ramazan” dedi.
“Oruçluyken geçirilen sürede vücutta metabolizma sonucu oluşan atıkların uzaklaştırılması nedeniyle orucun detoks etkisi söz konusu” diyen Kadiroğlu, bu etkiden faydalanmak açısından iftar ve sahur arasında yenilecek gıdalara dikkat edilmesi gerektiğini vurguladı.
VÜCUDUN EN BÜYÜK LABORATUVARI
Kadiroğlu, “vücudun en büyük laboratuvarı” olarak nitelendirdikleri karaciğerin ve böbreklerin Ramazan’da dinlendiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:
“Araştırmalar kanıtlamıştir ki; Ramazan’da oruç tutan kişilerin vücutlarında kardiyovasküler hastalıklara zemin hazırlayan kötü yağlar azalmakta, iyi yağlar da artmaktadır. Oruç, kardiyovasküler rahatsızlıkların önlenmesi açısından de çok faydalıdır. İftara yaklaşık bir saat kala oruç tutan kişilerin hafif terleyecek biçimde yürüyüş yapmaları vücutta biriken zehirlerin ve atıkların ter yolu ile atılması açısından yararlı olacaktır. İftarda alınacak sıvı ile vücuttan zehir terleme yolu ile atılacağından hem istenmeyen kilolardan uzaklaşılacak hem de daha sağlıklı ve dinç bir hale gelinecek.”
İFTARDA NE TERCİH EDİLMELİ?
Prof. Dr. Kadiroğlu, iftarda tıka basa yemek yenilmesi halinde oruçtan normal şartlarda elde edilebilecek faydalardan mahrum kalınacağını kaydederek, iftarda karbonhidrattan zengin hamur işlerinden ziyade sulu gıdalara ve zeytinyağlı yemeklere ağırlık verilmesini öneri etti.
Yemekten hemen sonra tatlı ve meyve tercih edilmemesi gerektiğini vurgulayan Kadiroğlu, ana yemekten en az iki saat sonra bu gıdaların tüketilmesine dikkat edilmesini önerdi.
“Çok yemek yersem ertesi gün oruç tutarken acıkmam” anlayışının doğru olmadığına işaret yapan Kadiroğlu, “Çok yemek aç kalınmayacağı anlamına gelmez. Kişi ihtiyacı kadar yemek yemeli, yemekten sonra mutlak suretle kısa bir yürüyüş yapmalıdır. Yemeğin ardından uyumak kilo almaya sebebiyet verir. Sahur yemeğinin ardından sindirimin biraz gerçekleşmesi açısından en az 45 dakika beklendikten sonra uyunması gerekir” diye konuştu.
-Kronik rahatsızlığı olanlar
Zaman zaman kronik rahatsızlığı olan hastalarının oruç tutmakta ısrarlarına tanık olduklarını vurgulayan Kadiroğlu, şöyle dedi:
“Yıllarca orucunu tutmuş lakin daha sonra kalp yetmezliği, kanser, tansiyon, diyabet veya bağışıklık sistemi zayıflatan kronik bir rahatsızlığı oluşan hastalarımız maalesef oruç tutmaya devam etmek istiyor. Bu gibi bazı hastaların oruç tutmaları halinde çok daha kötü bir vaziyette acil servislere geldiğini görüyoruz. Bu gibi kronik rahatsızlığı bulunanlara sağlıklarını tehlikeye düşürecek bir durumdan uzak kalmalarını öneri ediyorum. Dinimizin de bu konuya ilişkin cevazı vardır. ’Hastayım’ diyen bir kişinin oruç tutarak kendini zorlaması sağlığını tehlikeye sokacaktır.”
Prof. Dr. Kadiroğlu, birçok hastalığa yol açan sigaradan oruç tutulan dönemde kısmen de olsa uzaklaşıldığını anlatarak, Ramazan’ın biraz da destek ile sigaranın bırakılmasına vesile olabileceğini belirtti.
ORUÇ ORGANLARI DİNLENDİRİR
Kardiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Zuhal Arıtürk Atılgan, oruçluyken geçirilen 8-12 saatlik sürede aç ve susuz kalmanın, iş yükünün azalması nedeniyle kalbin dinlenmesini sağladığını söyledi.
“Oruç tutmak kesinlikle faydalı” diyen Atılgan, 11 ay boyunca çalışan bir sistemin bu tempoya bir ay süresince fasıla vermesi gerektiğini belirtti. Atılgan, mide, bağırsaklar, karaciğer ve pankreas gibi organlara kan pompalayan organın kalp olduğuna dikkati çekerek, “Oruç organları dinlendirir. Organlar dinlendiği zaman kalbin bunlara fazlaca kan pompalamasına gerek kalmaz. Aç ve susuz kalmak kalbin iş yükünü hafiflettiğinden Ramazan’da kalp de birçok organ gibi istirahate çekilir. Herhangi bir rahatsızlığı bulunmayanlar açısından oruçlu olmak çok faydalı” dedi.
-En az 2 litre su tüketimi
Doç. Dr. Atılgan, iftarın kahvaltı ile açılmasını, bir iki saat sonra ana yemeğe geçilmesini önererek, aniden aşırı yemek tüketiminin tansiyon, çarpıntı ve kalp yetersizliği şikayeti bulunanlarda birtakım istenmeyen sonuçlara yol açabildiğini kaydetti.
İftarda hamurlu ve aşırı yağlı gıda tüketilmemesi gerektiğini vurgulayan Atılgan, şöyle konuştu:
“İftarda aşırı yemek yemekten kaçının. İftar sofralarında sebze ve zeytinyağlı yemeklere ağırlık verilmelidir. Meyve ile desteklenen bir öğün de ön plana alınabilir. Ramazan’da iftar ile sahur arasında alınması gereken su miktarı en az 2 litredir. Suyun yanı sıra ayran, taze sıkılmış meyve suyu, ada çayı ve kefir de tüketilebilir. Ramazan’da egzersizi iftardan hemen sonra önermiyoruz. Oruç tutan bir kişinin yemekten sonra 2 saat dinlenip mide biraz rahatladıktan sonra serinlikte yürümesi faydalıdır. Çünkü tüm gün sıcak ve açlıktan dolayı hareketsiz kalınması da istenmeyen sonuçlara sebebiyet oluyor. Sahur açısından de kahvaltı yapılması uygundur. Sahur yemeğinin ardından hemen uyunmamasını yaklaşık bir saat vakit geçirilmesini öneri ediyoruz.”
SİGARA KULLANANLARA UYARI
Doç. Dr. Atılgan, kalp hastalarının oruç tutarken doktora danışmaları gerektiğini ifade ederek, Ramazan yaz mevsimina denk geldiğinden susuzluğa ve sıcağa maruz kalınan sürenin uzaması nedeniyle oruç tutmanın bazı hastalarda risk oluşturabileceğini belirtti.
İftardan sonra aşırı sigara tüketiminin de son derece yanlış olduğuna dikkati çeken Atılgan, “Gün içinde aşırı derecede susuz kalındığı açısından damarların pıhtılaşmaya meyli çok fazladır. İftardan sonra pıhtılaşmayı artıran bir unsur olan sigara sıkça kullanıldığında kalp krizi geçirme riski çok yükselir” uyarısında bulundu.

İstenmeyen göbek açısından öneriler

Sağlıklı bir biçimde göbek yağlarınızdan kurtulmak istiyorsanız işte tavsiyeler…
İşe az yemekten başlayın
• Ancak meyveyi mutlak suretle bir proteinle birlikte alın ki hemen kana karışıp daha sonra da yağa çevrilmesin!
Egzersizleri ihmal etmeyin
• Egzersizlerinizi sabah kahvaltısından önce yaparsanız gece boyu harcayamadığınız enerji açığını kapatacak ve depolandığınız yağı eriteceksiniz.
• Akşam yiyeceği sonrası yapacağınız egzersiz ise bütün gün boyunca biriktirdiğiniz şekeri eritecek. Hatta uyuduğunuz sırada da vücuttaki yağ depolarından yakmaya başlayacak.
• Akşam yemeklerini bol mineral alabileceğiniz sebze ağırlıklı mönülerle oluşturun. Böylelikle vücudunuz depoladığınız yağları yakmaya başlar.
• Sık sık küçük öğünler yiyin. Şekeri mümkün olduğunca kesin. Vücudunuzun şeker ihtiyacını meyvelerle karşılayın.
İp atlayın
• Bacaklar, kasların en çok biriktiği yerdir. Onları güçlendirmek, kalorileri daha iyi yakabilmek ve metabolizmayı hızlandırmak anlamına gelecektir.
• Kalça kaslarınızı güçlendirecek egzersiz yapmak da faydasınıza. Hiçbir şey yapamıyorsanız, günde en az 15 dakika ip atlayın. Böylelikle 100 kaloriden fazlasını harcayacaksınız!
• Tüm bunları kendinizi sıkmadan yapın. Unutmayın uzmanlar haftada bir kilo ve 6 haftada bir beden incelmenin ideal olduğunu söylüyor.
1. Ev işleri
• Yerleri temizlerken elektrikli süpürge yerine bez veya normal süpürgeyi tercih edin. Hava sıcaklığının arttığı öğle saatlerinde çamaşır yıkamayı ve ütü yapın.
• Acıktığınızda, kendinize bir diet tüketmek hazırlayın. “Aşçı” daima kendi pişirdiği yemekleri yemeyi sevmez, böylece az tüketmek yemiş olacaksınız.
2. Kaba tuzla banyo
• Kaba tuz terletir ve vücuttaki fazla suyun vücut dışına atılmasına, derinin metabolizmasının hızlanmasına yardımcı olur.
• Süpermarketten veya bakkaldan birkaç torba kaba tuz alıp, banyodan önce bir bardak kaba tuzu biraz sıcak suyla karıştırarak, karnınızın üstüne sürün. 10 dakika ellerinizle masaj yapın. Daha sonra sıcak suyla durulayıp banyonuzu yapın.
3. Masaj
• Masaj, karın bölgesini eritmek açısından en çok kullanılan yöntemlerden biridir. Masaj kremiyle karnınızı ovalayın. Bu uygulama, karın bölgesindeki yağın giderilmesi açısından etkilidir.
• Masaj, derinin ısısını yükselterek enerji alımını artırmanın yanı sıra bağırsakların hareketlerini de hızlandırır. Kan dolaşımını hızlandıran masaj fazla suyun da vücuttan atılmasına yardımcı olur. Her gün bir masaj yapmayı ihmal etmeyin.
4. Diyet
Normal öğünden önce biraz atıştırın. Bu uygulama iştahınızı kapatarak normal öğünde daha az tüketmek yemenizi sağlar. Ayrıca her gün 15-20 mililitre sirke içerseniz, bir ay içinde sevindirici bir sonuç görebilirsiniz.
5. Beyni çalıştırma
• Eski Sovyetler Birliği’nden bir fizyolog, beyin ne derece çok çalışıyorsa, vücudun o kadar çok enerji tükettiğini öne sürdü.
• Bu teoriye dayanarak, beyni çalıştırma yoluyla zayıflama yöntemi ortaya çıktı. Bu yöntemde, şişman insanlara kitap okumak, resim yapmak, yazı yazmak, matematik soruları çözmek ve teknik beceri öğrenmek gibi çalışmalar yapmaları öneriliyor.
Otomobil kullanırken de göbek eritebilirsiniz
• Herkes otururken, otomobil kullanırken karın kaslarını sıkılı tutup bırakabilir… Sıkmak, beklemek ve gevşemek önemli.
• Oturduğunuz yerden çapraz karın kaslarını çalıştırmak adına çapraz yönde sağ elinizi sol dizinizi geçecek yönde çevirerek ve sonra aksi yönde tekrarlayarak kasları sıkıp bırakarak çalıştırabilirsiniz.
• Üst karın kaslarını otururken çalıştırmak zordur, otururken en fazla yapabileceğiniz boynunuzu iyice öne doğru eğip çenenizi göğsünüze yaslayıp bir ölçü çalıştırmaktır. Karın kasları gerçekten çok önemlidir; insanın duruşunu, bel sağlığını ve bütün olarak da omurga sağlığını etkiler.
• Alabama Üniversitesi tarafından yapılan araştırmaya göre, soya sütü fazla şekerin yağa dönüşmesini engelleyerek günlük olarak alındığında karın bölgesindeki yağların erimesini sağlıyor.
• Araştırmayı yürüten uzmanlardan Dr. Daniel Christie, soya sütlü içeceklerin karın bölgesindeki yağları engellemesine bağlı olarak kadınların kalp ve diyabet gibi rahatsızlıklara yakalanma riskini de azalttığını belirtti.
• O sebeple mutlak suretle gerekli özen gösterilmelidir. Oturduğunuz yerde bu egzersizleri yapmayı bir alışkanlık haline getirin. Böylece ‘spora zamanım yok’ diye bahaneniz de kalmaz.
Göbek eritmek açısından soya sütü
• Göbek bölgesindeki yağlardan kurtulmak isteyenlere müjde. Amerikalı bilim adamları her gün düzenli olarak soya sütü içeren içeçekler tüketmenin, göbek bölgesindeki yağlanmayı ortadan kaldırdığını ortaya çıkardı.

ANVB diyeti yerine ASY diyeti

Bunlar da nereden çıktı! Yeni listeler mi var? Aaa Yılın modası bumu? Evet bu! Sonunda sizi zayıflatacak diyet bulundu! Dediklerimi deneyin, mutlak suretle zayıflayacaksınız.
ANVB (AMAN NE VAR BUNDA) diyeti yerine ASY (AMAN SONRA YERİM) diyeti ile zayıflayın
Bu söylediklerim kafanızı karıştırabilir. Bazen zayıflamanın psikoloji ile ne alakası var bu tamamen metabolik bir durum diyen uzmanlara şaşkınlıkla bakıyorum. Acaba bu dünyada psikolojiden etkilenmeyen herhangi bir şey var mı? Vücudumuzda olan biten tüm mekanizmalar yıllardır araştırılıyor, inceleniyor.
Bilim adamlarının hâlâ açıklayamadıkları kısımlar var. Çoğu şeyin altından psikoloji, moral, stres çıkmıyor mu? Bazen başka bir sebebiyet beklerken gittiğiniz doktor size hastalığın sebebi ‘psikolojik’ deyiveriyor ya, kızmayın. Aman,bir şey bulamayınca psikolojik deyip geçiştiriveriyorlar, demeyin. Belki bazen öyle olabilir, ama psikolojik diyorsa bir durun düşünün. Gerçekten yaşadığınız stres sizi hasta da edebilir, hastayken tedavinin verdiği cevabı da değiştirebilir.
Aylar önce ‘mutlu insanlar zayıflıyor’ diye yazmıştım. Diyet sırasında psikolojik durumun motivasyonu artırdığı ve diyeti daha düzenli yaptıklarını anlatmıştım. Bu konu üzerine izlemlerim devam ediyor ve bir cümle daha takılı kalıyor kulaklarımda. Siz de söylüyor musunuz? Önce size birkaç soru sorayım. Eğer cevapları evet ise yönteminizi değiştirin derim…
Diyet yaparken
Karşınıza çok sevdiğiniz bir tüketmek mesala tatlı çıktı. Arkadaşınız uzattı ve ister misin diye sordu. Hatta ısrarla yedirmek istiyor. Cevabınız ne olur? “Amaan, sonra yerim, şimdi tüketmek istemiyorum, teşekkürler” mi? Amaan, ne var bunda, yerim bir şey olmaz mı?
Restorandasınız, balık yiyorsunuz, yanında da mezeler var. Şimdi diyet bozulacak mı, ne yaparsınız? “Amaan, sonra yerim bu mezeleri, ben balık ve salatamı yerim, diyetim de bozulmaz” mı? Amaan, ne var bunda, iki kaşık kızartma, 2 karidesten ne olacak mı?
Börek veya tatlı hazırlıyorsunuz. Mutfakta zaman geçirirken ne yaparsınız? “Amaan, sonra yerim canım çok isterse, şimdi yemesem de olur” mu? “Amaan, ne var bunda, iki lokma attım ağzıma, ben zaten her mutfağa girdiğimde atıştırırım. Bir parçadan ne olacak ki” mi?
Eve misafir geldi. Yemekler hazır, masaya oturdunuz… “Amaan, sonra yerim ben kremalı makarnayı, bugün domates soslu yesem de olur. Krema şart değil ki” mi?
Cevaplarınız A şıkkı ağırlıkta isesiz ASY diyeti yapıyorsunuz demektir. Yani ‘Aman Sonra Yerim’ diyenler daha kolay zayıflıyorlar ve kolay kolay da takılmıyorlar. Ertelemek başarı sağlıyor. Eğer siz B şıkkına daha yakın hissediyorsanız bir yerlerde bir hata var demektir.
Diyet yapanların fark etmeden atıştırmalarından veya yalnızca tadına baktım dedikleri yemeklerden 200-300 kalori alabildiklerini biliyor musunuz? Siz ANVB diyeti yani ‘Aman Ne Var Bunda’ diyeti uyguluyorsunuz ve bu yöntem zayıflamayı durduruyor veya yavaşlatıyor.
Dönüp dolaşıp aynı kilo!
Bir cümle benim metabolizmamı nasıl etkiler? Diye düşünüyorsanız bir deneyin. Yasaklar içinde diyet yapanlar ve kendini çok gevşek bırakanlar sonuçta aynı noktaya varıyorlar. Diyet zor ve sıkıcı bir iş, denemeyen bilmez. Bu sebeple yasaklar dolu bir diyet yapmak hızlı zayıflatsa da verdiğiniz kiloları çok kolay geri alabiliyorsunuz.
Tam tersi, diyetteyim deyip bir türlü diyette gibi yaşamamak da istediğiniz rakamlara ulaşmanıza engel oluyor. Aman, ne olur ki iki lokma yesem diyenler genelde kalori hesabını sağlayamayan ve boyut kontrolünde zorlananlar oluyor.
Sevdiğiniz yemekleri yasaklamayın, erteleyin
ASY diyeti bu anlama geliyor. Şimdi gerçekten o tatlıyı tüketmek istiyor musun? Eğer çok canın çekiyor ise ye ama sonra yiyebilirsen hemen ertele. Ertelemek seni sıkmaz, strese sokmaz ve kalori almana engel olur. Bence zayıflamayı başaranların sihirli cümlesi bu.
Tavsiye
Gittiğiniz restorantlarda diyet mönüsünü inceleyin. Diyet mönüsü yalnızca haşlanmış tavuk+ haşlanmış sebze demek değildir. Mutlaka düşüncelerinizi paylaşın. Az kaloriye çok lezzetli bir tüketmek yiyebilirsiniz.
Bu bölümleri geliştirmeleri açısından biraz da sizin yorumlarınız ve tepkileriniz gerekiyor. Yıllar önce bir yerde kepekli ekmek diye sorunca suratınıza garip garip bakıyorlardı. Artık köşe başındaki büfede bile var. Ha gayret, şimdi bu mönüleri de lezzetli hale getirebiliriz.
HTHayat

Göbek yağlarından kurtulmak için…

Bazıları ideal kiloda olmalarına rağmen göbeklerinden bir türlü gitmeyen yağlardan şikayet eder. Göbek yağlarından kurtulmak açısından düzenli olarak yapılacak egzersizlerin yanı sıra ne yediğiniz de çok önemlidir. İşte göbek yağlarından kurtulmanıza yardımcı olacak bazı yemekler:
Göbek eriten yiyeceklerin başında bazı meyveler gelir. Bunlardan biri olan muz zayıflatıcı ve yağ yakıcı etkisi vardır. İçerdiği potasyum mineraline sayesinde zayıflamaya yardımcı olur. Potasyum, metabolizmayı hızlandırıyor ve vücutta ödem tutulmasını engelliyor. Ancak muzu aşırı derecede fazla tüketmemeyi dikkat edin.
Kırmızı renkli meyve ve sebzelerin temel özelliği içerisinde bol ölçüde antioksidan barındırmasıdır. Antioksidanlar bakımından bir hayli zengin olan çileğin yaşlanmayı geciktiren bir besin maddesi olarak tüketilmesinde fayda vardır. Çilek diğer yandan yoğurtla birlikte tüketilirse hem öğün atlamak ve tokluk hissi oluşması açısından işe yaramakta hem de yan karın bölgesi yağlarının erimesine yardımcı olmaktadır. Kas güçlendirici bir gıda olarak egzersiz yapanlarca ve vücut geliştirme sporu ile uğraşan kişiler tarafından tüketilmelidir. Çilekte size zayıflarken yardım edebilecek meyvelerden biri. Antioksidanlar bakımından zengin olan çilek kalp krizi riskine karşı korur ve yaşlanmayı da geciktirir. Kan dolaşımını hızlandırması ve dokulara kan yoluyla daha fazla oksijen ulaşmasını sağlar. Demir açısından da zengindir.
Göbek yağlarını yakmak açısından yoğurt da vazgeçilemeyecek yiyeceklerin başında gelir. Yoğurt fazla kilolara sebebiyet olan toksinleri atmamıza yardımcı olur. İçerdiği kalsiyum ve potasyum metabolizma hızınızı yüzde 15 kadar hızlandırır. Ayrıca yoğurt, sindirimi kolaylaştırır, midede ki bakterileri yok eder. Ancak kesinlikle yemekten yarım saat önce yada sonra tüketilmelidir. Yemekle aynı anda tüketilen yoğurt yemeklerin besin değerlerini yok edebilir.
Yeşil çay yağların bağırsaklardan emilimine engel olduğu açısından yağlı ve kalorili yiyeceklerin vüctta yağ depolamasına mani olmaktadır. Diğer yandan günde 3 fincan yeşil çay içen kişilerde hem metabolizma hızı artmakta ve bu sayede ortalama ayda 1 kilo zayıflama sağlanmakta hem de bölgesel yağları yakıcı etki yapmaktadır. Yeşil çayın gereğinden fazla tüketilmesi bazı sakıncalar doğurabilmektedir.
Elma, birçok faydasının yanında, göbek yağının daha hızlı eritilmesine de katkıda bulunuyor. Brezilya’da yapılan bir deneyde, diyet yapan iki gruptan, her gün üç elma yeme zorunluluğu olanların, diğer gruba oranla daha çok ölçüde göbek yağı yaktığı ortaya çıkmış.

30 Temmuz 2013 Salı

Meyveli kekleriniz açısından bir püf nokta

Meyveli kek yaparken kullanacağınız meyveleri unlarsanız, dibe çökmeden tüm hamura eşit biçimde dağılırlar. Böylece lezzeti asla değişmez.

Demirhindi şerbeti nasıl yapılır?

Malzemeler- 1 Adet demir hindi
- 3-4 Adet karanfil
- 1 Adet çubuk tarçın
- 2 tüketmek kaşığı pekmez
- 5 litre suHazırlanışıBir sayı demir hindi meyvesini akşamdan bir fincan suda ıslatın.Sabah ıslatılmış demir hindinin içersine 2 tüketmek kaşığı pekmez 3-4 sayı karanfili , 1adet çubuk tarçını koyup üzerine 5 litre su ekleyip rengi çıkıncaya kadar kaynatıp süzün. Şerbetinizi hazırlamak bu kadar kolay!

Osmanlı'nın hazımsızlığa karşı iftar sırrı

Turizmde Yön Verenler(TUR-YÖN) tarafından 2012 yılının en iyileri listesinde 'Yılın En İyi Mutfak Şefi' seçilen şef yazar Firkan Gülaydın, bu Ramazanda iftardan önce hazımsızlığa karşı ‘Hindi Eti Şerbeti’ önerdi.Ankara’nın seçkin şehir oteli DEMORA OTEL’de görev yapan  şef yazar Gülaydın, yaklaşan Ramazan ayında birbirinden lezzetli iftar sofralarında hazımsızlık sorunu çekilmemesi açısından iftarda tüketmek öncesi Osmanlı şerbeti önerdi. Gülaydın, Osmanlı şerbetinin öyküsünü şöyle anlattı:“Osmanlı İmparatorluğu döneminden günümüze kadar gelen bu gelenek aslında zamanın hekimleri tarafından Ramazan aylarında midenin uzun süre gıdasız kalması ve bunun ardından oluşabilecek mide ağrıları, bağırsak parazitleri, kas ağrılarını önelemk ve içerisindeki 30-40 çeşit baharat sayesinde vücudun gerekli besin miktarını karşılaması amacıyla öneriliyordu. Biz de hazımsızlık sorunu yaşamamaları açısından misafirlerimize iftardan önce Osmanlı şerbeti ikram edeceğiz.”Gülaydın, Osmanlı şerbetleri arasında en ön plana çıkan şerbetin ‘demirhindi şerbeti’ olduğunu belirterek, demir hindi şerbetinin birçok hastalığa iyi geldiğini söyledi.  Gülaydın, “En ön plana çıkan demir hindi şerbetidir. Demir hindi meyvesi, tarçın, zencefil, bal, defne yaprağı ve birçok daha baharat çeşidinden oluşan şerbet 6-7 saat kadar kaynatılıp soğutuluyor. Birçok hastalığa da iyi geldiği bilinen bu şerbeti ramazan ayları boyunca iftar menülerimizde ikram edeceğiz” dedi.

Zayıflatan lezzet: Domates Suyu Tarifi

Malzemeler2 sayı domates1 sayı limonun suyu2 tüketmek kaşığı balzamik sirke1 çay kaşığı toz kırmızı biberYarım çay kaşığı karabiberİçeceğin tarifiDomateslerin kabuklarını soyun, dörde bölün ve blenderla iyice ezin. Üzerine sirke, limon suyu, toz kırmızı biber ve karabiberi ekleyin. Buzdolabına koyun.Soğuduğunda servis edebilirsiniz.

29 Temmuz 2013 Pazartesi

Tekrar Kilo Alma Durumlarında Neler Yapılmalı?

closeBu yazı 3 years 6 months 19 days önce yayınlanmış olduğundan güncelliğini yitirmiş veya içindeki bilgilerin geçerliliği kaybolmuş olabilir. Herhangi bir yanlış anlaşılmadan bu site sorumlu değildir.
fatKüçük hataların sürekli kilo verme planınızı bozmasına izin vermeyin. Aşağıdaki ipuçları kontrolünüzü sağlamanızda yardımcı olacaktır.
Kilo verme sürecinde birçok kişi kendini kontrol etmeyi bırakıp eski yeme alışkanlıklarına, daha az egzersiz yapmaya ve sağlıksız yiyeceklere geri döner. Böyle bir şey başınıza geldiğinde öncelikle durumu kabullenip neler yapacağınızı planlamanız gerekmektedir. Yeni davranışlarınızın alışkanlık haline gelmesi zaman alır ve sürekli desteklenmek ve kontrol ister.
top-10-subtle-ways-to-tell-her-shes-getting-fat_5Aşağıdaki ipuçları yeniden kilo alma durumlarında kontrolünüzü sağlamanız açısından yardımcı olacaktır.
Kendi davranışlarınızın sorumluluğunu alın. Unutmayın ki önünde sonucunda kilo verme konusunda kendinize yardımcı olacak yalnızca ve yine sizsiniz.  Riskli durumlardan kaçının :  Örneğin aleni büfeler sizi fazlaca cezbediyorsa taze yeme davranışlarınız oturana ve kontrolü sağlayana kadar aleni büfelerden uzak durun. Kendinize zaman verin : Eğer  sevdiğiniz ve sizi baştan çıkaran bir yiyecekle karşılaşırsanız öncelikle kendinize gerçekten aç olup olmadığınızı sorun. Kendinize bunun yalnızca bir arzu olduğunu ve bunun bağımlısı olmadığınızı söyleyin. Birkaç dakika bekleyip arzunun geçmesini bekleyin.  Yiyeceğe takıldığınızı hissettiğinizde dikkatinizi başka bir yere toplamak açısından kendinizi teşvik edin – bir arkadaşınızı arayın , sohbet edin, yürüyüşe çıkın, odanızda bir yeri düzenlemeye başlayın. Eğer arzunuz hala devam ediyorsa bir bardak su açısından ve  meyve gibi daha sağlıklı bir yiyecekle arzunuzu köreltmeye çalışın. Kendinize iyi davranın ve nazik olun: Kendinizi affetmek açısından alıştırma yapın. Kendinize ‘yakında patlayacağım, beğenilecek hiçbir tarafım yok’ gibi negatif sözler sarf etmeyin.  Hedeflerinizi hatırlayın ve yemenizi yeniden gözlemlemeye başlayın. Küçük hatalarınızı bir felaketmiş gibi algılamaktan vazgeçin. Unutmayın ki böyle küçük hatalar olabilir ama bu kendinize taze bir günde yeniden şans vermenizi engellememeli.  Ne olursa olsun taze bir başlangıç ardı ardına giden kötü günlerden çok daha iyidir. Danışmayı ve yardım almayı kabul edin : Başkalarından yardım istemek başarısız ve zayıf olduğunuz  anlamına gelmez. Aksine yardım almayı kabul etmek çok önemli bir kararın göstergesidir. Zor günlerinizde kontrolünüzü sağlayabilmeniz açısından sizi gözlemleyecek ve destek olacak bir uzman her zaman işinizi daha da kolaylaştırır. 
adsız
Suçluluk duygularınız ve hayal kırıklıklarınızla egzersizle başa çıkabilirsiniz : Yürüyüşe , yüzmeye gidin, sevdiğiniz bir egzersiz yapın. Fakat bu egzersizlerin mutlu sonla bitmesine gayret gösterin. Egzersizi asla yaptıklarınızın cezası olarak kullanmayın. Stratejinizi planlayın :  Probleminizi net bir biçimde ortaya koyun ve ardından muhtemel çözüm yollarının listesini yapın.  Çözüm yollarını deneyin , lakin işe yararsa benzeri bir yapıda neler yapabileceğinizi artık biliyorsunuz demektir. Eğer işe yaramazsa listelediğiniz bir başka çözüm yolunu deneyin ve sonuca ulaşana kadar uğraşın. Hedeflerinizi gözden geçirin : Kilo verme ile ilgili hedeflerinizi yeniden gözden geçirin. Bu hedeflerin gerçekçi olduğundan emin olun. Unutmayın ki sağlıklı kilo kaybı yavaş olur. Genelde sağlıklı kilo verme haftada 500 gram ila  1,5 kilo arasıdır. Bundan fazlasını bekliyorsanız mucize peşindesinizdir demektir.  
Yukarıdaki ipuçları kontrolü yeniden sağlamanıza yardımcı olacaklardır. Tüm eski alışkanlıkların birden kaybolması elbette beklenemez , bu biraz zaman alır. Kilo verme sürecinde inişler, duraklamalar bazen de çıkışlar söz konusu olabilir. Burada önemli olan vazgeçmeden,  tekrar kendinizi motive etmek, programınızı gözden geçirmek ve sağlıklı davranışlarınızı yeniden kazanmak açısından çaba harcamaktır.
Psikolog Aslıhan Topyay

28 Temmuz 2013 Pazar

Karbonatlı Su ile Zayıflama Kürü Nasıl Yapılır?

Karbonatlı suyla kilo vermek, pek çoklarına yabancı bir zayıflama yolu olarak gelebilir. Ancak geleneksel kullanım alanları olan hazımsızlık, vücuttaki fazla asit birikimini atmak, mide fesadına doğkırmızı çözüm sunmak gibi genel faydalarının yanında karbonatlı su aynı zamanda zayıflama amacıyla da kullanılıyor.
Peki karbonatlı su zayıflatırmı?
Metabolizmayı hızlandırmanın yolunun vücudun asit baz dengesini alkali seviyeye çekmekten geçtiğini uzmanlar söylüyorlar. Bunu yapmanın en doğkırmızı yolu ise karbonatlı su içerek zayıflama oluyor. Karbonatlı suyun alkali yapısı ise bu konuda bizlere büyük bir fırsat sağlıyor. Özellikle et ve karbonhidrat ağırlıklı beslenen kişilerde vücutta asit birikmesi oluşmakta ve bu durum da ister istemez zayıflamayı neredeyse imkansız hale getirmektedir. Ortalama olarak sahip olduğumuz her 15 kg açısından 1 kg karbonatlı su tüketmek gerekmektedir. Bu sayede hızlı ve kalıcı zayıflama sağlayabiliriz. Bu konuda batı ülkelerinde yapılmış çok adetda bilimsel araştırma olup gerek doğkırmızı maden suyu gerekse karbonat adını verdiğimiz ak mineral karışımı ile yapılacak içecek kürü ile doğkırmızı zayıflamanın yolu açılmaktadır.
Karbonatlı Su ile Zayıflama Kürü Nasıl Yapılır?
Vücudun asit düzeyini azaltan karbonatlı su ile kilo verme kürünün yapılışı son derece basittir. 1,5 litre suya 1 tatlı kaşığı karbonat (Sodium bicarbonate) ilave edildikten sonra karbonat eriyesiye kadar karıştırılacak ve günlük olarak ortalama 4 litre kadar tüketilecek. Ama dilerseniz bu miktarı 3 litreyle de sınırlı tutabilirsiniz. Yemeklerle su içmeyeceksiniz ve bunun yerine yemeklerden yarım saat öncesine kadar karbonatlı su içip yine yemeklerden bir saat sonrasında karbonatlı suyla zayıflama kürüne devam edilecek.
Sabahları aç karnına yarım litre karbonatlı su içerek güne başlayacağız ve 30 dk sonrasında kahvaltı edeceğiz.
Vücuttan ödem söktürmek ve şişkinliği atmak açısından de karbonatlı suyla zayıflama kürü işe yarıyor. Karbonatlı suyla zayıflayanlar ortalama olarak bir ayda 5-7 kilo zayıflamayı başardıklarını dile getiriyorlar.
Karbonatlı su deneyimlerimiz açısından tıklayın !

Sıvı diyeti sağlıklı mı?

Kimler detoks yapamaz? Detoks yaparken nasıl beslenmeli? Detoks hangi durumlarda tehlikelidir? Detoks nasıl yapılır?
Öncelikle detoks kelimesinin anlamını paylaşarak başlamak istiyorum yazıma. Maalesef insanların belirli bir dönem yalnızca sıvı ile beslenmesinin adı ülkemizde DETOKS olarak algılanıyor. Oysa “detoks“, kelime anlamı ile toksinlerden arınma, yenilenme demektir.
Vücudumuz normalde kendiliğinden ve mükemmel bir biçimde kendini temizleme ve yenileme işini yapar. En basiti şöyle düşünün; zehirlendiğinizde veya bayat-kötü bir şey yediğinizde hemen tuvalete gitme isteğinizin oluşması, vücudunuzun kendini temizleme ve kurtulma çabasıdır.
Detoks diyet deneyimleri açısından tıklayın !
Detoksun genel ana kuralları; vücudunuzu çevresel toksinlerden uzaklaştırmak, sağlıklı besinlerin doğru biçimde tüketimine odaklanmak, düzenli egzersiz yapmak ve sağlıklı alışkanlıkları hayatınıza eklemektir. Bunların yanı sıra vücudun toksinlerden kurtulmasına yardımcı olacak teknikler eklenir; daha fazla su içerek idrarla üre çıkışınızı artırmak, buhar banyosu veya saunadan faydalanarak terlemenizi artırmak, lif tüketiminizı artırmak ve biraz da hafif dozda aerobik egzersizlerle nefes paterniniz üzerinde çalışmak gibi.
Uzun süren ve yalnızca sıvı ile geçirilen diyetlerin birincil amaç olarak kilo vermek açısından uygulanmasını doğru bulmuyorum. Özellikle meyve sularının konsantre şeker deposu olduğunu (fruktoz) unutmamak gerekiyor. Herhangi bir sağlık probleminiz yoksa belirli aralıklarla, yalnızca bir günlük sebze suyu, su ve şekersiz bitki çayı kürlerini deneyebilirsiniz. Bu kürlerin tek bir amacı vardır, o da mide-bağırsak sisteminizi bir gün dinlendirmek.
Bu kürlerde bile size önerim, içeceklerinizin taze olmasına ve organik olmasına özen göstermeniz. Hazırlanır hazırlanmaz en geç yarım saat içinde içeceğinizi yemeniz. Daha çok sebze sularını tercih etmeniz ve meyve sularındaki tehlikeli şeker fruktozu unutmamanız. En önemlisi ise böyle bir programa başlamadan önce mutlak suretle doktorunuza danışmalı ve onay almalısınız. Diyabetiniz (şeker hastalığı) varsa, hamileyseniz, emzirme döneminde bir anneyseniz, kesinlikle bu tür programları uygulamayın.
Amacınız kilo vermek ve verdiğiniz kiloyu korumaksa, size önerim sağlıklı ve hayat boyu sürdürülebilir seçimlerde bulunmanız olacaktır.
Dt. Burcu Aydın

Kiraz sapı ile zayıflayın

Kiraz sapı, böbreklerde çok etkili birhareket sağlıyor. Vücuttaki fazla suyun atılmasıyla, dolaylı olarak zayıflamaya yardımcı oluyor.

Kiraz, birçok hastalığı engelliyor

Kiraz ürik asit ve ürat tuzlarının vücuttan atılmasını sağladığı açısından artrit (romatizma), gut hastalığı, eklem kireçlenmesi ve damar sertliğinin tedavisinde de etkili oluyor. Ayrıca böbreklerin taş ve kum yapmasını önlemeye, mevcut olanların ve safra kesesi taşının da dökülmesine yardımcı oluyor.

İçeriğindeki “Antosiyanin” sayesinde kalp ve damar hastalıkları riskinin azalmasını sağlıyor. Aynı zamanda içindeki “melatonin “sayesinde de vücudun doğkırmızı uyku düzenini sağlıyor, hafıza kaybını önlemeye ve yaşlanma sürecini geciktirmeye yardımcı oluyor. Yine içindeki “beta karoten” doku ve organ yapısında ve kanserin önlenmesinde önemli bir rol oynuyor.

Yapılan bir araştırmada, kirazın kalp sağlığına faydalarıyla ilgili taze kanıtlar ortaya konmaktadır. Çalışmada kirazla zenginleştirilmiş diyetle beslenenlerde karında yağlanma, vücut ağırlığı artışı, enfeksiyon, diyabet ve kalp hastalıkları risk faktörlerinin azaldığı da görülmüştür.

Canan Karatay ve Ramazan

Ramazan ayında enerji kaybına uğramadan, gündüz uyuklamadan, acıkmadan, tatlı krizine girmeden, iftar saati geldiğinde kıtlıktan çıkmış gibi yemeklere saldırmadan oruç tutabilmek açısından Prof. Dr. Karatay’ın önerileri…

Her Ramazan ayında iftardan sonra tatlılara saldırır, sonra da biriken kilolardan ve halsizlikten şikâyet ederiz. Sahura kalkıp tüketmek tüketmeye özen gösterenler ise azınlıkta kalır. Bir ibadet ayı olan Ramazan’ın bitişinde, oruç tutmanın sevincini paylaştığız bayramın adını da “Şeker Bayramı” yapar, yine hastalıkları besleriz!

Peki, oruçlu iken sebebiyet daha fazla şekerli yemekleri tüketmek isteriz? Bunu önlemenin yolu ne? Diyetisyenler, “Fazla yağlı yemeyin”, “Tatlıyı yemekten hemen sonra yemeyin” gibi çeşitli önerilerde bulunsa da, sebebiyet sofraya oturunca uygulamak pek mümkün olmaz? Sahura kalmak sebebiyet zor gelir?

Ramazan ayında enerji kaybına uğramadan, gündüz uyuklamadan, acıkmadan, tatlı krizine girmeden, iftar saati geldiğinde kıtlıktan çıkmış gibi yemeklere saldırmadan oruçlu olmak mümkün durumda değil mi?

‘Türk halkına en uygun diyet’ olarak kabul gören Karatay Diyeti kitabını yazan, 50 yıllık birikimi ile bugüne derece doğru bildiğimiz yanlışları düzeltmemizi sağlayan ve aylardır Türkiye’nin gündeminden düşmeyen Prof. Dr. M. Canan Efendigil Karatay, kitabında bu çok önemli ve hayati soruları göz önünde bulundurarak, Razaman ayında oruç tutanlara özel iftar ve sahurda yenebileceklerin listesini de veriyor. Prof. Karatay, Ramazan ayında iftar ve sahur açısından merak edilen soruları okurlarımıza özel cevapladı.

Ramazan ayında pek çoğumuz sahura kalkmadan oruca niyetleniyoruz. Bunun sağlık açısından ne gibi artı ve eksileri var? Sağlıklı bir sahur sofrasında neler olmalı?
Sahur kahvaltı gibidir. Kahvaltı 24 saat içinde en önemli öğündür. Son derece kuvvetli, sağlıklı doyurucu olmalıdır. Mutlaka sağlıklı ve güçlü protein, sağlıklı yağ ve karbonhidratlar yenmelidir.

Sağlıklı protein olarak yumurta, peynir ve yoğurt yenebilir. Sağlıklı karbonhidrat olarak da fındık, fıstık, ceviz, badem ve kuru meyveler tercih edilebilir. Sağlıklı yağlar ise Karatay Diyeti kitabımızda detayları ile anlattığımız tereyağı ve zeytinyağlarıdır.

Örneğin tereyağında pişirilmiş iki yumurta, bir avuç içi kadar ak peynir, yanında bir çay bardağı kadar ceviz içi, 10-15 zeytin ya da bir avuç içi kadar ramazan pidesi içine peynir, domates, salatalık vb eklenerek 10-15 zeytin ile birlikte yenebilir. Yanında bol süt, çay (şekersiz), ayran içilebilir. Bir kahve (Türk kahvesi) fincanı taze sıkılmış meyve suyu karbonhidrat (früktoz) ve günlük C-vitamini kaynağı olarak gerekli olacaktır. Fazlasına gerek yoktur. Ayrıca tatlı, bal, reçel gibi yüksek glisemik indeksli karbonhidratlar yenmemelidir.

Aç kalınarak, sahura kalkmadan oruçlu olmak son derece sakıncalıdır. Kişiler kilo verseler bile ki, -daima ramazanda bazı kişiler kilo vermek amacıyla oruç tutmaktadır- bu doğru değildir ve son derece sakıncalıdır. Aç kalarak kilo verilmiş olsa bile daha sonra fazlasıyla geri alınmaktadır. Bilimsel olarak, bu olay karaciğer ve pankreası yorup, yağlandırdığı açısından sağlığa zararlı olmaktadır. Bilimsel çalışmalar, ileri yaşlarda ortaya çıkan ‘dejeneratif hastalıkların’ tümünün artık karaciğer ve pankreas yağlanması sonucu, bu organların normal olarak çalışamadıklarından kaynaklanmakta olduğunu kanıtlamıştir.

O zaman bu Ramazan herkesi sizin önerilerinizle sağlıklı sahur sofralarına çağrı ediyor ve iftar açısından hazırlıklara geçiyoruz. İftar sofralarımızın da olmazsa olmazı hepinizin bildiği gibi pidedir. Önce pide kuyruklarına girer, sıcacık pide ile evimize döner, soğumaması açısından özen gösteririz. İftar vaktinde de tereyağını pide ile buluşturarak, afiyetle yeriz… Hatta yedikçe tüketmek isteriz. Peki, sebebiyet böyle bir şey yapmak bizi mutlu eder? Doğru mu yaparız?
İftarda bir avuç içi kadar sıcak pide ile doğkırmızı köy tereyağı sağlıklı bir biçimde yenebilir. Pidenin glisemik indeksi %100 olduğu açısından, aniden kan şekerini yükseltir ve yemekten bir iki saat sonra halsizlik, yorgunluk ve uyku hali meydana gelir. Aşırı ölçüde pide tüketmek karaciğer ve pankreasta yağlanmayı artırır. Tereyağının glisemik indeksi ise sıfırdır, boş midede koruyucu etkisi vardır, bu sebeple zararlı değil faydalıdır. Tereyağı uzun süre tokluk hissi verir, oruç tutanlara güç, kuvvet ve dinçlik sağlar.

Siz tereyağı sağlıklı diyorsunuz ama diyetisyenler, “Fazla yağlı yemeyin”, “Tatlıyı yemekten hemen sonra yemeyin”, “İftara çorba ile başlayın” gibi çeşitli önerilerde bulunuyor, lakin sofraya oturunca bunları uygulamak pek mümkün olmuyor. Peki, bu yağ konusuna kısaca açıklık getirebilir misiniz, sağlıklı bir iftar sofrası nasıl olmalı?

Transyağ denilen bozulmuş yağlar kanser yapmaktadır. Transyağlar kızartmalarda, hazır işlenmiş yiyeceklerde, margarin gibi yağlarda yüksek ölçüde olur. Evet, bu yağlar tehlikelidir! Diyetisyenler fazla yağ yemeyin dediklerinde, bunların hangi yağlar olduğunu da belirtmeleri gerekmektedir. Her insan vücudunda olan bütün hücreler çift kat yağlı hücre zarı ile çevrelenmişlerdir. Çift kat hücre zarlarının temel yapı taşı, lipit dediğimiz yağlardan oluşmaktadır.

Bu lipitler, başta tereyağı olmak üzere hayvansal katı yağlar, omega-3 ve kolesteroldür. Sağlıklı yağları diyetimizden çıkardığımız zaman, hücreler zayıf düşer, hücrelerin bağışıklık sistemleri çöker ve sonuç olarak dayanıksız, güçsüz kalan hücrelerimiz kendini koruyamaz, her türlü virüs ve bakterilerin hücumunu geri çeviremeyerek hastalanmamıza sebebiyet olur. İşte bu sebeple bütün yağları bir sepete koyup konuşmak doğru değildir.

İnsan vücuduna, ‘olmazsa olmaz’ dediğimiz sağlıklı yağların doğkırmızı bir biçimde girmesi gerekmektedir. Bu yağlardan korkmamamız gerekir. Sağlıklı yağlar yenildiğinde, yağ olarak kana geçmez ki, bunu da burada belirtmek ve bir örnek vererek bu konuyu açıklamak istiyorum. Tavuk yediğimiz zaman, tavuk mu oluyoruz? Ya da maydanoz yediğimiz zaman yeşil mi oluyoruz? Veya domates yediğimizde kırmızı mı oluyoruz? Sonuç olarak, bütün yemekler bağırsaklarda ufak moleküllere indirgenir, kan yolu ile karaciğere taşınır ve karaciğerde o vücudun ihtiyacına göre her türlü yapı taşları üretilir…

İftara, bir bardak ılık su ile başlanmalıdır. Sabahları kalktığımız zaman ılık bir bardak su içmemiz gerektiğimiz gibi, orucumuzu açarken de ılık suyla açmalıyız. Çorba da sulu olduğu açısından rahatlıkla içilebilir. Ancak, hazır çorbalar kesinlikle tüketilmemelidir.

Evde pişirilmiş tarhana, mercimek, ezogelin, yoğurt çorbası, her türlü sebze çorbası veya yuvalama gibi çorbalar olabilir. Uzun süre boş kalmış olan midemizi korumak amacıyla, suyun da, çorbanın da ne çok sıcak ne de çok soğuk olmamasına dikkat etmeliyiz. Çorba ile birlikte, bir dilim pide ve tereyağı faydalıdır. Yanında önemli lif kaynağı ve sıfır glisemik indeksli olduğu açısından zeytin-istenildiği kadar- tüketilebilir.

Zeytinin yağı doğaldır, mide koruyucu ve kabızlığı önleyici etkisi vardır. Orucumuzu ılık su ile açtıktan sonra, zeytinyağına pide batırıp, lezzetli ve sağlıklı bir yiyeceği tüketerek, gün boyu boş kalmış olan midemizi yormamış oluruz. Ancak zeytinyağının soğuk baskı ve sızma olmasına dikkat etmemiz gerekir.

İftar sofrasında salata tabağı mutlak suretle olmalıdır. Bol ölçüde doğkırmızı fermantasyon sirke, limon, az ölçüde kristal kaya tuzu, sızma zeytinyağı, sumak ve peynirli mevsim salatası hazırlanabilir. Cacık ve ayran da çok dengelidır, istenildiği kadar tüketilebilir.

Ayrıca tüketmek olarak köfte, sulu sebzeli et yiyeceği, zeytinyağlı yemekler, yeşil mercimek yiyeceği, dolma, sarma, karnıyarık, imambayıldı vb gibi her türlü tüketmek yenebilir. Veya her türlü kırmızı et kebabı, 2-3 kaşık bulgur pilavı ile birlikte tüketilebilir. Yaz mevsiminde olduğumuz açısından doğkırmızı köy yumurtası, tereyağı, tarla domatesi ve biberle hazırlanmış menemen de olabilir.

Buraya kadar anlattıklarımız ile iftar açılınca, tatlı yeme ihtiyacı kalmayacaktır. Akşam geç saatlerde tatlı tüketmek doğru değildir. Karaciğer ve pankreas yağlanmasını başlatır ve artırır. Hazımsızlık nedenidir. Şeker ve vücuda etkileri konusunda detaylı bilgiler, geniş kapsamlı olarak Karatay Diyeti kitabında yer alıyor.

Şekeri ve şekerli yemekleri öneri etmiyorsunuz. Ama oruçlu iken bu yemekleri daha fazla tüketmek istiyoruz. Hele de baklava, saray sarması, kaymaklı ekmek kadayıfı ya da güllaç! Aynen pide gibi zengin-fakir tüm sofraların baş tacı. Böyle bir geleneksel alışkanlık bu kadar sakıncalı ise ne yapmalıyız? Bu tatlıların yerine ne yiyebiliriz?

Daha önce de belirttiğimiz gibi, geç saatlerde tatlı tüketmek doğru değildir. Karaciğer ve pankreas yağlanmasını başlatır ve artırır. İnsanı sürekli tüketmeye zorlar, aşırı ölçüde insülin salgılanmasına sebebiyet olur. Tatlı yerine kuru yemişleri ve mevsim meyvelerinden düşük glisemik karbonhidrat içerenleri tüketirsek, daha dinç olur ve de dinç kalırız. Güllaç en hafif ve midevi olduğu açısından iftar sofralarının en önemli tatlısıdır. Sağlıklı kalmak ve sağlıklı bir biçimde oruçlu olmak amacıyla her türlü hamur tatlısından- ne derece lezzetli olursa olsunlar- mümkün olduğu kadar kaçınmamız gerekmektedir.

Fındık, fıstık ve kuru yemişlerden, kaynatılmadan ve şeker eklenmeden hazırlanan komposto tüketerek, vitamin ve mineral değeri yüksek, düşük glisemik indeksli ve sağlıklı karbonhidratları tüketmiş oluruz.

Karatay Diyeti kitabınızda ‘sağlıklı ve pratik çok güzel tarifler’ veriyorsunuz… Peki, bu kompostonun tarifini okurlarımız açısından rica edebilir miyiz?
Elbette. Yaz aylarında serinletici özelliği de olan bu besleyici kompostomuzu şöyle hazırlayabilirler.

ŞEKERSİZ SOĞUK KOMPOSTO
Malzeme:
Kuru kayısı (gün kurusu)
Kuru erik (mürdüm eriği)
Kuru üzüm (çekirdekli siyah üzüm)
Kuru incir
Kuru yabanmersini
Bol ceviz ve badem

Yapılışı:
Tüm malzemeler (istenilen ölçüde) cam bir tencereye konduktan sonra üzerini örtecek ölçüde su eklenerek buzdolabına konur ve bir gece bekletilir. İftarda tatlı yerine tüketilebilir.

Bu kompostoya kesinlikle şeker veya tatlandırıcı eklenmez ve kesinlikle kaynatılmaz!

İftar ile sahur arasında hem tüketmek hem de egzersiz açısından nasıl bir program uygulamalıyız?
İftar ile sahur arasında bol likit almak şarttır. Limonlu şekersiz çaylar, limonlu bol su, ayran ve süt tüketilmelidir. İftarda kola gibi bütün asitli ve şekerli içeceklerden kaçınılması şarttır. İftardan sonra uzun yürüyüş yapmak da son derece faydalı olur.

Canan Karatay Diyet Deneyimlerimiz açısından Tıklayın !

Bildiğiniz gibi Karatay Diyeti, alelade bir diyet kitabı değildir! Hayati konulara açıklık getirerek, sağlıklı kalmak açısından taze görüşlere yer veren, doğru beslenme ve sağlıklı yaşam biçimi edinme amacına yönelik yol gösterici bir kılavuzdur. Bu sebeple, her yaşta sağlıklı ve hasta kişilerin rahatlıkla uygulayabilecekleri, kolay öneriler ve uygulamalar içermektedir. Ramazan ayında da iftarda, sahurda ve iftar-sahur arasında uygulanırsa, daha sağlıklı ve kolay oruç tutulacaktır.

Tatilde diyet

Tatil demek son yıllarda sürekli yapılan otele git, bütün gün tüketmek ye değildir. Böyle olunca tatilde kilo alıyorum diyenler hemen bu artışa bir bahane arıyorlar.

Aslında tatil demek, kafanızın rahatladığı, daha çok hareket ettiğiniz, daha çok dinlendiğiniz, fazlaca iş düşünmediğiniz, ailenizle veya arkadaşlarınızla birlikte olabildiğiniz, canınızın istediğini (her gördüğünüzü değil) yediğiniz, içtiğiniz, eğlendiğiniz, okuduğunuz, gezdiğiniz bir dönemdir. Şimdi bir daha düşünün, bu saydıklarım içinde tatilde tüketmek yeme kısmı aslında o kadar da fazla değil. Bu yüzden sağlıklı tatili tercih edin. Her şey dahil bir otele gidip hareketsiz ve aralıksız tüketmek ile tatilinizi mahvetmeyin. Gittiğiniz otelde mutlak suretle havuz ve egzersiz salonu olmalı. Salon olmasa bile çok daha iyisi dışarıda yürüyüş yapılacak bir alan hatta deniz kenarında bir otele gidiyorsanız bu yürüyüşleri sahilde yapmanız size çok iyi gelecektir.

Deniz kenarında
Aslında en sevdiğim dinlenme seçeneklerinden biri yazlık evde aile ziyareti. Uzakta ailesi olanlar tatilin bir kısmını onların yanına giderek geçirirler. Bu bazen çocukluğunuzun geçtiği yer, bazen de yazlık bir ev olabilir. İki türlü de evde tüketmek tüketmek bence her şeyden önemli ve güzeldir. Belki o yemekleri pişiren kişi benimle aynı şeyi düşünmüyor olabilir ama en sağlıklı tatil yemekleri genelde evde yediğiniz, arada bir de dışarıya yemeğe çıktığınız tatildir. Evdeyseniz; güzel bir yaz kahvaltısı ile güne başlayın. Yani bol zeytinyağı ile domates, kesik zeytin, maydanoz, biber, taze nane, fırından alınmış tam buğday ekmeği, haşlanmış yumurta üzerine baharatlar eklenmiş hali ile… Aralarda azar azar taze meyve… Kiraz, şeftali, kayısı… Öğlene (tabii ki) zeytinyağlı bir sebze ve yanında cacık veya yoğurt biraz ekmek ile… Akşama balık ve salata, et ve salata gibi seçenekler ile devam edin. Bu mangal keyfi de olabilir. Akşamüzerine çayın yanına tam buğday unu ile yapılmış bir kurabiye, çörek hazırlanabilir. En önemli kısmı; sabah kahvaltıdan sonra veya öğle yemeğinden sonra bir denize uğrayın derim. Deniz dönüşü, hatta sahilde kek, kurabiye atıştırabilir veya kepekli ekmeğe tost, sandviç yiyebilirsiniz. Yanında ayran içerseniz hem lezzetli hem de sıcakta sizi toparlar. Çok terliyorsanız mutlak suretle 1 veya 2 maden suyu açısından.

Gezelim, tozalım
Bir de gittiğiniz yerde gezilecek görülecek yerler var ise; yakınlardaki tüm görülmesi gereken yerleri mutlak suretle gitmeden bulun, öğrenin, not alın. Nereye gidilir, orada ne yenir, nerede fotoğraf çekilir… Tatil anılarından en kıymetli olanlar fotoğraf makinesine verilen pozlardır. Gittiğiniz yerlerde fotoğraf çekmeyi unutmayın. Hatta diyet yapanlar, yediğiniz yemeklerin de fotoğrafını çekerek tatil dönüşü diyetisyeninize gösterebilirsiniz. Bu ne işe yarar? Döndüğünde bu konuları konuşacağını bilmek, aklının bir köşesinde tutmak her zaman dozunda disiplin getirir. Gezilecek yerlere nasıl gidileceğini öğrenin ama mümkün olduğu kadar her yere yürüyerek gidin. Yürüyüş açısından kendinize bahaneler bulun. Arabayla çok yakına gitmeyin, biraz uzağa park edin. Yürüyüş uzun sürerse yanınızda taşıyabileceğiniz kuru meyveler, yemişler, kepekli galeta ve hemen oradaki bakkaldan alabileceğiniz bir ayran hem fasıla öğün yerine geçer hem de yorgunluğunuzu önler.

Abartmadan kaçamak yapın
Çünkü tatil kalori sayacağınız bir yer olmamalıdır. Bu sizi rahatlatıyor mu? Strese mi sokuyor? Sizi yoracak, mutsuz edecek, strese sokacak işlerden uzak durun. Ama kilo alabilmek istemiyorum diyenler! Burada önemli olan abartmadan kaçamak yapmanız. Size 2 örnek liste yazıyorum. Biri keyifli bir tatil programı, diğer liste ile kilo almamanız mümkün durumda değil zaten!

Keyifli tatil programı

1-2 dilim peynir ve zeytin
Haşlanmış yumurta
Domates, salatalık, biber, maydanoz, taze nane…
Tam buğday ekmeği

Aralarda
Meyve
Ayran, süt, şekersiz meyveli oğurt
Dondurma

Öğle
Sebze+yoğurt+ekmek

Akşam üzeri
Tam buğday unundan apılmış kek, kurabiye
Peynir+ekmek

Akşam
Balık+salata
Kırmızı et+salata

Genelde tatil programı kilo aldırabilir!

Kahvaltıda
Peynir (kaşar, tulum gibi yağlı peynirler ün aşırı olabilir.)
Yağda sucuklu yumurta (haftada 1-2’den fazla olmamalı.)
Beyaz ekmek, börek, poğaça (haftada 1 kez olabilir.)
Reçel, bal, terayağ (tadımlık olabilir.)

Aralarda
Gofret, çikolata, tatlı, cips… abur cubur, bazen hiçbir şey.

Öğle
Et+pilav-makarna+ekmek+gazlı içecekler. öğle yemeğini atlamak da kilo aldırabilir.

Akşam
Et , balık, tavuk (soslu ve yağlı)+pilav-makarna+ ekmek+ mezeler (azar azar sorun yok.)

Alkol
(1 kadehi geçmeyin derim.)
Dürüm, döner, iskender… Yağlı, kalorisi yüksek yemekler (haftada 1’den fazla olmamalı.)
Midye, kokoreç, kızartma yemekler (çok canınız çekerse -2 kez olabilir, üst üste değil!)

Yemekten sonra
Tatlı, pasta, börek… (Bu seçenekleri günde tüketin, akşama bırakmayın.) Bir de bunun üzerine hareketsiz bir tatil geçiriyorsanız, kilo alıp dönebilirsiniz. İstediğiniz ne varsa yiyin, ama azar azar, hepsini aynı güne denk getirmeden ve yürüyüş yaptığınız gün. Bu 3 konuya dikkat ederseniz istediğinizi yiyebilecek ve kilo almayacaksınız!

Fazla kilom var, Depresyondayım !

Kilo fazlalığı ve obezite sorunu, toplumsal çalışmalara, uyarılara, önlemlere rağmen giderek büyüyor. Fazla kilolar konusunda yanlış beslenme, insülin direnci, hareketsizlik birincil sebepler olarak ortaya çıkarken basit psikolojik travmaların dahi beslenme alışkanlıklarını değiştirebildiği de biliniyor. Depresyon ile fazla kilo arasındaki ilişki pek çok çalışma var. Özellikle 65 yaş altı, eğitimli ve yüksek gelirli insan grubunda daha fazla öne çıkan depresyon-fazla kilo ilişkisine ergenlik döneminde de sıklıkla rastlanıyor. Hamilelik döneminde fazla kilo almış annelerin depresif belirtiler geliştirdiği de gözlemlenen bir durum. Fazla kilo mu depresyona yol açıyor yoksa depresyon mu beslenme alışkanlıklarını değiştirerek fazla kilo almaya yol açıyor? Yönü tam tam olarak belirlenememiş olsa da her iki sorun arasındaki ilişkinin varlığı ve birbirlerine etkileri kabul edilen bir gerçek.

Son yıllarda dünyada pek çok ülkede olduğu gibi Türkiye’de de fazla kilo sorununun çözümünde bir tamamlayıcı tıp yöntemi olarak Mora Terapi tercih ediliyor. Sonuçları bilimsel olarak araştırılan, yan etkisi son derece az, elektromanyetik rezonans tıbbı olarak da bilinen Sağlık Bakanlığı onaylı Mora Terapi, zararlı bağımlılıklardan kurtulmada geleneksel tedavi yöntemlerine göre daha kısa sürede ve kalıcı sonuçlar ortaya koyması yüzünden en çok başvurulan tamamlayıcı tedavi yöntemlerinden biridir. Dr. Sema Karadağ Mora Terapi ile fazla kilolardan kurtulmak konusundaki görüşlerini ve süreci şöyle açıklıyor: “Kişiye Mora Terapi ile karbonhidrat bağımlılığının giderildiğini anlatmak gerekiyor. Terapi alanlar %91 oranında memnuniyetlerini ve karbonhidrat düşkünlüklerinin azaldığını belirtiyorlar. Memnuniyet açısından baktığımızda erkek ve kadın ayrımı olmamakla birlikte erkeklerin kas oranının fazla olması dolayısıyla daha kolay kilo verdiklerini gözlemliyoruz. İlk seans sonrasında bağırsaklar boşalıyor, ödem çözülüyor, bu durumun etkisiyle daha fazla kilo kaybı görülebiliyor. Özellikle genç yaşta olanlar ya da metabolizma yaşı genç olanların daha kolay kilo verdiği görüyoruz. Zor kilo veren kişilerdeki en büyük eksiklik su içmemek ve az hareket etmek. Mora Terapi ile kilo verirken dikkat edilmesi gereken hususlar, su içmek, haftada 3 gün hareket, fasıla öğünleri atlamamak, gece geç saatlerde tüketmek yememek ve en önemlisi düzenli kontrole gelmek.”

Mora Terapi

Depresyonun belirtileri olan iştah artışı, azalan fiziksel aktivite, depresyon açısından geliştirilmiş pek çok ilacın yan etkileri fazla kilo alımına sebep olurken diğer yandan fazla şişman biri olmak da başlı başına bir depresyon sebebi olarak karşımıza çıkmakta. Fazla kilolar olumsuz, acı verici yorumların gelmesine, kendini değersiz hissetmeye, sosyal ilişkilerin bozulmasına, sıkılganlık, yalnızlık ve daha sayabileceğimiz pek çok duruma yol açan sosyal bir damgaya dönüştüğünde bu durumla ve olumsuz duygularla baş edebilmek açısından daha çok tüketmek yemeğe yönelmek bir seçim olarak kişinin karşısına çıkıyor. Hayata karşı derin iç motivasyon kaybı, duygusal iştah tıkınırcasına tüketmek refleksi geliştirebildiği gibi tedavi aşamasını da engelleyici faktörler arasında ilk sırada.

Mora Terapi ile kilolarından kurtulmak isteyen kişilere aynı zamanda duygu durumlarını güçlendirecek tedaviler de uygulanabiliyor. Özellikle Bach Çiçekleri Terapisi ve Süper Tunning tedavileriyle kişilerin psikolojilerinin dengelenmesine özen gösteriliyor. Kilolarından kurtulmak açısından Mora Terapi’yi tercih edenlerinde dikkat etmesi gereken önemli hususlar var. Kişilerin Mora terapistleriyle işbirliği içinde hareket etmesi, önerilere uyması, yaşam şeklinde ve beslenme alışkanlıklarında değişiklik yapmaya istekli olması, kontrolleri aksatmaması tedavinin başarıya ulaşması açısından önem taşıyor. Motivasyon kaybı yaşan kişilere özellikle duygu durumlarını dengelemek açısından kendilerine zaman ayırmaları öneri ediliyor. Mora Terapi ile zayıflamak açısından başvuran kişiler arasında ek hastalıkları olanlara, menopoz dönemindeki kadınlara, yaşlılara da daha detaylı değerlendirmeler yapılarak ek tedaviler öneri edilebiliyor.

Bugüne derece Türkiye’de binlerce hastanın Mora Terapi gördüğü ve başarı oranlarının yüzde 80’ler civarında olduğu Mora tedavi uzmanları tarafından belirtilmektedir. Amerika ve Avrupa’da yaygın bir biçimde kullanılan Mora Terapi, Türkiye genelinde 20 farklı ilde ve KKTC Lefkoşa’da olan 50 Mora Terapi Merkezi üzerinden hizmet vermektedir.

Hangi ekmeği tercih edersiniz ?

Kilo vermek uğruna yapılan en büyük hata; çoğu kişi “ben ekmeği kestim” diyor.

Oysa ki vücudun temel enerji kaynağı karbonhidratlardır. Yani, ekmekve çeşitleri , makarna, pirinç pilavı, bulgur pilavı, kurubaklagiller, meyve çeşitleri…

Bu gıdaların hepsi belirli ölçüde karbonhidrat içermektedir. Sorun ise şu; hangi karbonhidrat kaynağınızı seçeceğimizi, tüketeceğimizi bilemiyoruz. Ekmeği kestim, diyetteyim, kilo verdim demek değildir başarı, önemli olan, olması gereken hangi ekmeği seçeceğinizi öğrenmektir.KEPEK, ÇOK TAHILLI, TAM BUĞDAY, YULAF, ÇAVDAR, BEYAZ EKMEK DERKEN AKLIMIZ İYİCE KARIŞIYOR…

Kepek ekmeklerinde kepek oranı %15 civarında. Peki tam tahıllı ve çavdar ekmekleri içinde geçerli mi? Yani çavdar ekmeğini ak un ile karıştırıyorlar mı?

Çavdarlı ekmek: Buğday ununa en az % 30 oranında çavdar unu, çavdar kırması, çavdar kırığı, çavdar ezmesi veya bunların karışımı ilave edilip tekniğine uygun olarak üretilen ekmek çeşididir.

Kepekli ekmek: Buğday ununa en az % 10 en fazla % 30 oranında kepek ilave edilip tekniğine uygun olarak üretilen ekmek çeşididir.

Tam buğday unlu ekmek: Buğday ununa en az % 60 oranında tam buğday unu ilave edilip tekniğine uygun olarak üretilen ekmek çeşididir.

Yulaflı ekmek: Buğday ununa en az %15 oranında yulaf unu, yulaf kırması, yulaf kırığı, yulaf ezmesi veya bunların karışımı ilave edilip tekniğine uygun olarak üretilen ekmek çeşididir.

Karışık tahıllı ekmek: Buğday unu, tam buğday unu veya bunların karışımına, her birinden en az % 5 oranında olmak üzere; mısır, arpa, yulaf, çavdar, pirinç, darı, tritikale unları, kırmaları, kırık taneleri veya ezmelerinden en az üçü ilave edilip tekniğine uygun olarak üretilen ekmek çeşididir.

Ekmekteki kül miktarı; unda saf un külü ile karışan kepek tozu toplamıdır. Bu değer saf una karışan kepek tozu oranını belirtmesi sebebi ile önemli bir miktardür. Aynı zamanda bir unun randımanı ve ya % un veriminin belirlenmesinde hemen her ülkede kabul edilen bir miktart olup unların sınıflandırılmasında kullanılmaktadır.
Buna göre; buğday unu, içerdiği kuru maddedeki kül miktarı ile belirlenir. Kül miktarı da
randıman ile ilgilidir.

Buna göre;

Tip 1 un % 0.50 kül ( 65’ e kadar randımanlı)
Tip 2 un % 0.60 kül ( 66 – 72 arası randımanlı)
Tip 3 un % 0.65 kül ( 72 – 76 arası randımanlı)
Tip 4 un % 0.88 kül ( 77 – 81 arası randımanlı)
Tip 5 un % 1.25 kül ( 82 – 90 arası randımanlı)

Tip 6 un % 2.00 kül ( 91 ve üzeri randımanlı) olmak üzere 6 tipe ayrılır. Kepek fonksiyonları un içine girdikçe kül miktarı da artmaktadır.Buna bağlı olarak ekmeğin kalitesi azalmaktadır.Kül arttıkça selüloz miktarıda artmış olacaktır.

Bazı ekmeklerin selüloz miktarları;

Arpa % 5
Yulaf % 12
Diğer Ekmekler % 2-3

Yani çavdar ekmeğinin hazırlanmasında buğday unu (ak un) kullanılmaktadır. Karıştırılan buğday unu % 30 oranındadır.

Hangisini tercih edersiniz? Çavdar ekmeği, kepek ekmeği,tam tahıllı ekmek ya da diyet ekmek? Nedenleri nelerdir?

Ekmek çeşitlerinden tam tahıllı ekmek ilk tercihimiz olmalıdır.Çünkü ekmeğin yapımında kullanılan undaki kepek miktarı arttıkça ekmeğin kalitesi azalmaktadır.Bununla birlikte lif, vitaminler, mineraller, antioksidanlar, fitokimyasallar yönünden önemli bileşenler içermekle birlikte; Kalp,sinir sistemi ve sindirim siteminin düzgün çalışmasını sağlar. Yüksek kolesterol düzeylerinin düşürülmesine yardımcı olur. Kırmızı kan hücrelerinin oluşumu açısından önemlidir. Kansere riskine karşı koruyucudur. Kemik ve diş sağlığı açısından faydalıdır. Kan şekeri düzeyinin dengelenmesine yardımcı olur.

Aynı zamanda tam taneli tahılların lif içeriğinin yüksek olması ve buna bağlı olarak glisemik indeksinin düşük olması sebebi ile ani kan şekeri düzensizliklerinin oluşumunu engellemektedir.Ve öğünler arasındaki acıkma duygusunu ortadan kaldırarak,vücut ağırlının korunmasında etkilidir.

Bu sebeple, Tam Tahıllı Ekmeğin günde kişiye göre değişmekle birlikte günde 3 dilim tüketilmesi karbonhidrat ihtiyacını karşılamka adına faydalı olacaktır.

Özellikle egzersiz yapan bireyler kas ve karaciğer glikojen depolarını dolu tutmak, kas kütlesini korumak açısından mutlak suretle az işlenmiş, tam tahıllı ekmek tüketimine önem vermeli.

Posa içeriği yüksek, glisemik indeksi düşük olan tam tahıllı ekmekler aynı zamanda gün içindeki tatlı krizlerini de engelleyecektir.

Peki hangi öğünde yenecek? Ofis ortamında çalışan günde fazla hareket etmeyen bireyler (kişiye göre değişmekle birlikte) kahvaltı içinde kadınlar 1-2 dilim, erkekler 2-3 dilim tüketebilir. Öğle öğününde ise kilo verme hedefi olmayan bireyler hem bayanlar hem de erkekler açısından 1-2 dilim tüketilebilir, lakin gece öğününde mümkün olduğunca ekmek ve karbonhidrat grubu besinlerden uzak durulmalı.

Zayıflatan baharatlar

Mutfak dolabınızda bulundurmanız gereken otları ve baharatları öğrenin, onları hayatınıza ekleyin.

Hardal tohumu

Yak yakımını hızlandırır ve metabolizmayı tetikler. Kilo kaybetmede büyük yararlınızdır.

Karabiber

Sihirli biber de denebilir. Karabiberin vücuda 20 dakikalık yürüyüş etkisi yarattığı araştırmalarla belli olmuştur. Yağ yakımını hızlandırır.

Kırmızıbiber

Konu kilo kaybetmeysa, albiber baharatların kraliçesidir. Metabolizmayı %25 hızlandırdığı araştırmalarla ispatlanmıştır.

Nane

Sindirim sisteminin işleyişini uyarır ve doğkırmızı iştah bastırıcı olarak görev yapar. İştahınızı azaltır ve tokluk hissi yaratır.

Rezene

İştahınızı bastırır, iştah hissini azaltır ve idrar söktürücüdür. Vücuttaki toksinlerin sıvı yolla atılmasını sağlar. Bu lezzetli bitki aynı zamanda çok iyi bir sindirime yardımcı ve etkili bir metabolizma uyarıcıdır. Bu sayede doğkırmızı olarak kilo kaybı teşvik yapan, son derece etkili bir bitkidir.

Maydanoz

Doğkırmızı bir idrar söktürücüdür. Aynı zamanda karaciğer ve böbrekleri temizler. Sindirime yararlıdır. Kilo kaybında destek verir.

Kimyon

Sindirime yardımcı olur. Metabolik fonksiyonları iyileştirir. Bağışıklık sistemini güçlendirir ve kan dolaşımını arttırır.

Kakule

Sağlıklı sindirimi sağlar ve metabolizmayı hızlandırır. Antispazmodik özelliğiyle iyi bir temojeniktir.

Zencefil

Sindirime yardımcı olan çok iyi bir idrar söktürücüdür. Şişkinliği azaltır ve kolesterol emilimini önler. Termojenik özelliği sayesinde kilo kaybetmeyi kolaylaştırır. Vücut ısısını yükseltir.

Zerdeçkırmızı

Sindirime yardımcı olur, metabolik fonksiyonları iyileştirir ve vücutta yağ yakımını hızlandırır. Ayrıca antioksidan özelliklere sahiptir.

Tarçın

Kan dolaşımını arttırır ve fazla kilo ve obezite sağlığı üzerinde olumlu etkiye sahiptir. Karın yağlarıyla mücadele etmenizi kolaylaştırır. Kötü kolesterol seviyesini düşürür. İnsülin direncini düzenler.

Tülin Şahin’in diyet önerileri…

Tülin Şahin’in bu 10 önerisini uygulayarak daha sağlıklı kilo verin…

1. İstediğinizi yiyin ama porsiyonlarınızı küçük tutun.

2. Zayıf olduğunuzu düşünün. Ben 75 kiloyken kendimi 50 kilodaymış gibi incecik düşünüyordum. Böylece giydiğim her kıyafetin içinde kendimi iyi hissediyordum. Böyle düşündüğümde hareketlerim ve duruşum değişiyordu. Kendinizi zayıflayana kadar bu biçimde motive edebilirsiniz.

3. Her lokmanızı 20-22 defa çiğneyin. Yavaş yavaş yiyin. Ne kadar aceleniz olursa olsun ayaküstü atıştırmak kalp krizine yol açabilir. Ne kadar yavaş yerseniz, o kadar az yersiniz. Bu biçimde midenizin de daha kolay ettiğini ve yiyeceği daha iyi sindirdiğinizi hissedeceksiniz.

4. Bol bol yürüyün. Yaptığınız egzersiz haricinde elinize geçen her fırsatta bol bol yürüyün. Ben kilo verme sürecimde işe sürekli yürüyerek gittim. Varacağım yere bir kilometre kala arabadan inip sürekli yürüdüm. Böylece 27 kilo verdim. Siz de bunu yapabilirsiniz. 10 dakikada yaklaşık 45 kaloriden kurtulacaksınız. Bacaklarınızın sıkılaştığını ve selülitlerinizin azaldığını göreceksiniz.

5. Beyninize doyduğunuza dair sinyal 20 dakika sonra gittiği açısından, ikinci tabak konusunda çabuk etmeyin.

6. İş yerinde asansör yerine merdivenleri kullanın, merdiven çıkmak poponuzu sıkılaştırmanın en ideal yolu. 10 dakikada 88 kaloriyi bu biçimde yakabilirsiniz.

7. Takıntılı olmayın; sürekli ‘kilo vereceğim’ düşüncesiyle gezmeyin. Bu saplantıdan kurtulun. Unutmayın, kilo vermek zaman alan bir süreçtir. Özveri ve çaba ister.

8. Kendinize inanın! İnanmak başarmanın yarısıdır. Kendinize inanmak diyetinizin ismi olsun. Ne kadar güçlü, iradeli, iyi psikoloji içinde olursanız motivasyonunuz o kadar iyi olur. Asla umudunuzu yitirmeyin; ‘Ben bunu başaracağım!’ deyin.

9. Bir şey tüketmek istediğinizde; ‘Gerçekten aç mıyım?’ diye kendinize sorun. Belki de yalnızca susamışsınızdır. Yani şımarıklık açlığı yapmayın. Sadece acıktığınız zamanlar yerseniz, diyet yapmanın dünyanın sonu olmadığını ve ne derece kolay olduğunu göreceksiniz.

10. Ellerinizi oyalayın. Sürekli atıştırıyorsanız, yapacak bir işiniz yok demektir. Evde sürekli abur cubur mu atıştırıyorsunuz? Canınız sıkıldığında resim yapın, dergileri karıştırın, eski fotoğraflara bakın, kitap ya da gazete okuyun ama lütfen fazlaca televizyon karşısında oturmayın. Bu, zamanınızı öldürmekten başka bir şey değil. Bunun yerine çıkın dışarıya gezin. Atıştırmalar genelde sürekli can sıkıntısından yapılıyor. Yemek saatlerinin dışında bir şey yememek açısından kendinizi oyalayın.

Ahududu yağ yakıcı meyve

Kırmızı ahududulardan alınan enzimler araştırmalar sonucunda inanılmaz yağ yakma özellikleri gösterdi. Uzmanlar tarafından “taze yağ yakan meyve” olarak kabul gördü.

Yaza formda girmek isteyenler açısından mucizenin taze adı ‘Ahududu’ .

Kimimizin fazla birkaç kilosu varken kimimiz de obeziteyle mücade ediyor. Hepsinin çözümü vücutta oluşan fazla yağları yakmak. Frambuaz olarak da bilinen mucize meyve Ahududu bu konuda müthiş destek oluyor. A vitamini barındıran Ahududu dokuları sıkılaştırıp güçlendiriyor. Kansızlığa birebir olan bu mucize aynı zamanda kabızlığı önlemede ve vücuttaki toksinlerin dışarı atılmasında çok etkili. Ahududu düzenli bir diyetle kullanıldığında hızlı sonuç verebiliyor. Tokluk duygusu yaratırken sindirimi kolaylaştırıyor ve böylece metabolizma hızlanarak glikoz ve yağ asitlerini dengelemiş oluyor. Güçlü ve hızlı bir biçimde yağları yakarak enerji vererek bitkinlik hissi yaratmıyor. Araştırmacılar son zamanların mucize formülü olarak gördükleri Ahududu’yu ‘yağ yakıcı meyve’ olarak isimlendiriyor.

26 Temmuz 2013 Cuma

HER PAZARTESİ DİYETE Mİ BAŞLIYORSUNUZ ?

Diyete her pazartesi başlayıp çarşamba ya da perşembe bırakanlardansanız, unutmayın size sizden başka kimse yardımcı olamaz. İradeniz çok zayıfsa işte öneriler:1 ) Bir psikologtan yardım alın. İyi bir psikolog sizin her pazartesi verdiğiniz sözü niye yerine getiremediğinizi, sebebiyet başladığınız işi bitiremediğinizi altta yatan nedenleriyle anlatır.2 ) Kendinize mutlak suretle bir zayıflama partneri bulun. Bazen kendimizi kolay kandırabiliriz ama birlikte zayıflamaya karar verdiğimiz kişileri kandıramayız. Sabah birlikte yürüyüşe çıkacağınız bir komşu, gece iş çıkışı birlite spora gidebileceğiniz bir mesai arkadaşı, egzersiz salonundan, yazlıktan bir arkadaş, dost sizi motive eder. Birbirinizi kontrol edersiniz. Hedefe giden yolu paylaşmak başarı şansınızı arttıracaktır. Gün içinde telefonla, mesajla diyetin nasıl gittiğini haber vermek bile sizi motive edecektir.3 ) Eğer kendinize hiç güveniniz yoksa, yatılı bir zayıflama merkezine gitmek belirli bir süre açısından yararlı olabilir. Buradaki ortak ruh ve konu sizi doğkırmızı olarak içine çekecektir.4 ) Her hafta kendinize taze bir itici güç bulun. Örneğin diyete başladığınız 1′inci hafta doğkırmızı bir zayıflama hapı, 2′nci hafta farklı bir egzersiz yöntemi, 3′ üncü hafta değişik bir zayıflamaya yardımcı çay, 4′ üncü hafta bir öncekinden farklı diyet, 5′inci hafta her gün tartılmak ve bel civarınızı ölçmek gibi taze konular ekleyerek monotonluktan kurtulmaya çalışın.5 ) Tehlikeli durumlara karşı uyanık olun. Eğer diyete başladığınız hafta içinde gece yemeğe misafir alıp, mezuniyet töreni, düğün, nişan, söz, sünnet gibi kutlamalar yapacaksanız bu durumlar iradenizi aşırı zorlar. En iyisi bu dönemin geçmesini bekleyin. Çünkü yemeklere karşıdan bakarak mutsuz olursunuz ya da dayanmayıp yersiniz.6 ) ‘ Bir kereden bir şey olmaz ‘, ‘ Aman bugünü mü buldun yemeyecek’,'Hatırım açısından ye, gece yemezsin’, ‘Aman tabağında kalmasın bitir’ gibi cümleler sizetanıdık geliyor değil mi ? Türk toplumu olarak ısrara alışkınız. Ayıp olmasın diye ‘yiye yiye’ sonucunda diyet uygulanamıyor. Bir kereden birşey olmaz demeyin. Diyeti bozduysanız bir sonraki öğünde çorba, zeytinyağlı hafif sebze yiyeceği tüketin ki kilo almayın.7 ) Bir zayıflama ve diyet günlüğü tutun. Kaçıncı gündesiniz, neler iradenizi zorluyor, hangi gün ne yaparsanız daha çok kilo veriyorsunuz gibi konuları bu deftere yazın. Zamanla kendinizi daha iyi tanıyacaksınız.

SAĞLIKLI ZAYIFLAMA

Sıkı diyet yapmadan zayıflamak mümkün mü ? Neden pek çok kişi yılın on ayı sağlıklı zayıflama yollarını unutup kısa sürede hızlı kilo vermek açısından uğraşıyor sonrada kısa sürede bıkıp demoralize oluyor ? Aslında burada bir hata söz konusu. Sağlıklı ve kalıcı bir zayıflamak açısından kısa sürede çok katı ve sert kurallar yerine yılın tümüne dağılmış ana kurallara dikkat etmek çok daha mantıklıdır. İnsanoğlu uzun süreli katı kurallara girerse bir süre sonra bunalmaya başlar ve bu durumun oluşturduğu stresin etkisiyle gizli bir depresyon gelişir. Sonucunda da sağlıklı bir zayıflama mümkün olmaz. Aslında diyetteyim tanımlaması yanlıştır. Diyet yapmak yerine beden tipine uygun bilinçli beslenme felsefesini öğrenmek çok daha mantıklıdır. İkinici kural olarak ise tek başına diyet bilinçli bir zayıflama programının yalnızca bir bölümünü oluşturur. Başarılı ve kalıcı bir sonuç açısından düzenli egzersiz, bitki çayları, baharatlar, stres atma teknikleri, masaj, metabolizmayı canlandırıcı doğkırmızı ilaçlar da önemlidir. Hiçbir madde, ilaç, çay, şok diyet veya benzeri bir olay tek başına kalıcı ve sağlıklı zayıflama sağlamaz. Çok disiplinli bir yaklaşım gerekir. Şok diyetler ise lakin çok özel durumlarda ve çok kısa süreli olarak kullanılabilirler. Aç kalarak kilo vermek asla sağlıklı değildir ve uzun süre uygulandığında bedeni ciddi biçimde hırpalayabilir.GAYRET EDİYOR AMA ZAYIFLAYAMIYORSANIZ DİKKAT ! Diyete rağmen zayıflayamıyor musunuz ? Metabolizmanızda bir sorun olabilir. Bu yapıda bir uzman hekime başvurup iştah insülin, iştah ve tokluk şekeri, tiroid fonksiyon testleri, bazı gıda alerji testleri gibi analizleri yaptırmanızda yarar var çünkü diyete rağmen kilo verememişseniz altında bir guatr, şeker, insülin bozukluğu veya gıda alerjisi gibi tıbbi durumlar çıkabilir.Peki gerçekten az mı yiyorsunuz ? Pek çok kişi aslında az yediğini zannetmektedir. Günlük gözlem yapabilirsiniz. Yarın sabahtan başlayarak gün içersinde her ne yiyorsanız veya içiyorsanız aynısından ve tam olarak aynı ölçüde mutfak masanızın üstüne koyun ve gün boyunca gece yatana kadar onları kaldırmayın. Diyelim ki bir bardak çay içtiniz ve içine de bir şeker attınız masanın üstüne de bir bardak çayı ve yanına da bir küp şekeri koyun. Arada bir elma veya kaçamak bir dilim çikolata mı yediniz onları da mutlak suretle masaya koyun! Öğlen yediğiniz sebzeyi, eti, gece üstü kaçamaklarını, gece yemeğini, gece atıştırmalarını, kolaları, salataya döktüğünüz yağı, bisküvileri her şeyi ama her şeyi ta ki gece yatana kadar içtiğiz su dahil masanın üstünde biriktirin. Günün sonucunda normal bir günde yediğiniz ve içtiğiniz miktarlann toplamını görünce emin olun ki çok şaşıracaksınız. Aslında az yediğini sanan pek çok kişi özellikle de günün sonucunda oldukça şaşırmakta ve ben bu kadar çok gıda mı tükettim diye önemli bir gerçeği fark etmektedirler. Siz de bir günlük bu deneyi yapın ve ne derece çok gereksiz atıştırma yaptığınızı görün !

SAĞLIKLI BESLENME / ZAYIFLAMA

Yaşamınızın önündeki engelleri kaldırabilmeniz açısından bedeninize sahip çıkmanız şarttır.Bedeninizle ilgili sorumluluk almak istemediğiniz zaman, başkaları bu görevi sizin yerinize almak durumunda kalır. Bu sebeple hasta olmadan önce, vücuttan gelen sinyalleri (ağrı, isteksizlik, sürekli yorgunluk, öfke gibi) almamız gerekir.Sağlıklı bir yaşama evet, diyetlere kısaca tüm kısıtlamalara son! Bilinçsizce yapılan ve alışkanlıklarımızı değiştirmeden yaptığımız diyetlerin bitiminde kilo alınması kaçınılmazdır.Diyetlerde önümüzdeki yemekler alınır ve yerine yenileri konulur. Bunun mantığını kavrayabilirsek, sebebiyet bazı gıdaları yemeliyiz ve sebebiyet bazı gıdaları yememeliyizi iyi bilirsek , bir süre sonra kısıtlamaya gerek kalmaz.Katı kuralları olan diyetlerde , bir süre sonra canımız diyeti yapmak istemez. Önce ruhsal açıdan ve ardından fiziksel açıdan diyeti bırakırız. Diyetlere başlarken , sağlıklı yaşama geçişin birinci adımının “ sağlıklı beslenme” olduğunu unutmamalıyız.Nasıl beslenmeliyiz açısından 5 N kuralı uygulanmalıdır.. Önemli olan ne yediğiniz, nasıl pişirdiğiniz, neyle birlikte ve ne zaman yediğiniz ve son olarak da ne derece yediğinizdir.NE YEDİĞİNİZ: Gün doğduktan batana kadar hayvansal gıdalari gün battıktan sonra sebze grubu tüketilirse metabolizmamız bozulmaz.• Sabah hayvansal protein grubu • Öğlen hayvansal protein grubu • Akşam Sebze ve karbonhidrat grubu tüketilmeli,NASIL PİŞİRDİĞİNİZ: • Sebzeler tercihan buharda, haşlama veya fırında ızgara şeklinde pişirilebilir • Etlere pişerken yağ eklenmesi emilimi bozar, kiloya sebebiyet olur.Mümkünse et, balık ve tavuk pişerken yağ eklenmemesidir. • Sebzelere ve makarna , pilava pişerken 1 tüketmek kaşığı yağ eklenebilir. • Mangalda ızgara kanserojendir, çok sık yapılmamalıdır.Zararı yok diye yazın fazlaca yersek, sindirim sistemimize kötü etki verir.NE İLE BİRLİKTE YEDİĞİNİZ: • Meyveler yemekten 2 saat sonra tüketilmeli, yemeğin hemen önce ve sonrasında yenildiği zaman kiloya sebebiyet olur. • Meyveleri birbiriyle çok karıştırmamak gerekir. • Hayvansal proteinlerden et, balık ve tavuk ile, peynir, süt ve yoğurt çok sıkı birlikte yenilmemelidir. • Sabah hayvansal protein grubu ve yanında bugday grubundan alınan karbonhidartlar tüketilmeli • Öğlen hayvansal protein grubu ve yanındasebze/ yeşil salata tüketilmeli • Akşam Sebze ve yanında buğday grubundan alınan karbonhidratlar tüketilmeliNE ZAMAN YEDİĞİNİZ: • Sabah kahvaltısı saat en geç 9:00 da yapılmalı, gece yiyeceği ise en geç yazın 8.30 ‘a kadar yenilmelidir. Metabolizmanın sağlıklı olması açısından, gece uykusu çok önemlidir. • Saat 12.00-4:00 arası uykuda olabilirsek , hormonlarımız düzenli çalışır.NE KADAR YEDİĞİNİZ: Herkesin midesi kendi 2 avucu kadardır. Ana öğünde 2 avucunuz kadar ve fasıla öğünde 1 avucunuz kadar tüketmek yemeniz idealdir.ZAYIFLARKEN UYGULAMANIZ GEREKEN KURALLAR (3S Kuralı) : • Sık beslenlenmek • Su içmek (2,5 litre su-12 fincan sıcak –ılık olarak) • Spor yapmak –yürümek (hergün yaklaşık 1 saat orta tempolu günde 10.000-8.000 adım)Bedenimiz en önemli varlığımızdır. Bedenimize iyi bakmak, bedenden gelen tüm sinyalleri iyi dinlemek gerekir. Aşırı yorgunluk ve ağrı en önemli sinyallerden biridir. İyi bakmadığımız zaman bağışıklık sistemi çöker, sağlık sorunları başlar. Bedenimizin her hücresinin, muhakkak üst frekanslarda titreşmesi önemli. Bu yüzden bedenimize iyi bakmalı, doğru beslenmeli, zihnimizi olumsuz düşüncelerden arındırmalıyız.Kaynak: Dr. Gönül Ateşsaçan

EN ÇOK YAPILAN 10 ZAYIFLAMA YANLIŞI

Fazla kilo artık dünyanın en önemli sorunlarından biri. Çünkü dünyanın pek çok ülkesinde şişman insan adetsı çığ gibi büyüyor, şişmanlık pek çok hastalığa davetiye çıkarıyor. Bu yüzden yediklerimize özen göstermeli, kilo almamaya gayret etmeliyiz. Peki ama fazla kilonuz varsa ne yapacaksınız? Doktor doktor gezmiş olanlarınız, artık diyet reçetelerini neredeyse kendi başına yazabilecek kadar konuya hakim olanlarınız var mutlak suretle. Neler yemeniz ya da yememeniz gerektiğini biliyor olabilirsiniz ama hala kilo veremediyseniz mutlak suretle bir yerlerde hata yapıyor olmalısınız. Elbette en doğru yol sağlıklı bir biçimde kilo vermeye çalışmak. Unutmayın sağlıklı zayıflamak ciddi hastalıklardan korunmak, mutlu yaşamak açısından çok gerekli. Peki hangi yanlışları yapıyoruz kilo vermeye çalışırken ve neleri yapmamız gerekiyor? İşte bunlar belki de başarıya açılan kapının anahtarı olacak sizin için…Fazla kilonun yol açtığı hastalıklar1) Yüksek tansiyon2) Kalp ve damar hastalıkları3) Şeker hastalığı4) Bazı kanser türlerinde artış5) Gut hastalığı6) Trombo emboli ( pıhtı atma )7) Safra taşı Karaciğer yağlanması9) Cinsel performansta bozukluk10) Hormonal bozukluklar ( en basta tiroid sorunları )11) Aşırı şişman olma durumunda artan kaza riski12) Aşırı kilo durumlarında fiziksel sorunlara ek olarak ruhsal sorunlar da ortaya çıkabilir.Son yıllarda pek çok kişi fazla kilonun yol açtığı sorunları biliyor ve kurtulmak açısından çaba harcıyor. Ancak yine karşımızda çok büyük bir tehlike belirdi. Sağlığı korumak açısından yanlış kilo verme yollarını benimseyenler daha büyük sıkıntılarla karşılaşıyor. Kilo kaybetmek değil, sağlıklı zayıflamak, kaslarınızı korumak, yağdan kilo vermek, bel ve göbek civarından kilo vermek çok önemli. İşte kilo verirken dikkat etmeniz gereken püf noktaları.1) Ani, şok diyetler ve iştah rejimleri: Asla uzun süreli iştah diyetleri yapmayın. Şok diyetleri bir günden fazla uygulamayın. Beden iştah tehlikesi hissedince yağları yakmayı değil, depolamayı tercih ediyor ve yediklerinizi yakamıyorsunuz. Yani aç kalmak bazen hiçbir işe yaramıyor.2) Tek gıda rejimleri: Sadece tek tip gıdaya bağlandığınızda kısa bir süre sonra bedende bazı değerli gıdalar eksik kalmaya başlar ve sakıncalar oluşur.3) İsimli diyetler: Hollywood diyeti, Atkins diyeti, Madonna veya adı çok duyulmuş artist diyetleri. Bu diyetler size uygun olmayabilir. Esas olan sizin bedensel özelliklerinize uygun, doğru besleneceğiniz bir program uygulanmasıdır. Size özel doğrular içermeyen diyet  listelerinden kesinlikle uzak durun, sağlığınızdan olmayın.4) Vitaminler şişmanlatır: Aslında vitaminler direkt olarak şişmanlatmaz. Tersine uzun süren diyetlerde bedeni destekleyerek bazen gereksiz acıkmayı veya halsizliği  bile önler. Ağırlığınızın yaklaşık yüzde 10′unu verdikten sonra doktorunuza danışarak, gerekli görülürse ek olarak vitamin desteğine başlayabilirsiniz.5) Diyet ürün toplulukları şişmanlatmaz: İşte bir yanlış daha. Yapılan son araştırmalar suni  tatlandırıcıların bedeni kandırdığını, yine insülin salgılattığı ve kilo almaya yararlı olabileceğini belirtiyor. Yapılan diğer bir hata da ‘Bu ürün toplulukları nasılsa şişmanlatmaz’ deyip normal miktarın birkaç katı diyet ürün tüketmek. İşte böyle zamanlarda diyet ürünler kilo almaya yardımcı oluyor!.6) Lavmanla zayıflanır: Elbette zayıflanmaz. Bu yalnızca geçici bir süre açısından, inatçı bir kabızlığı olan kişide biraz rahatlama ve ağırlık kaybı sağlayabilir ama kabızlık sorunu çözülmediği takdirde kısa sürede aynı ağırlığa geri dönülür.7) Çay içerek zayıflanır: Hiçbir madde tek başına mucizevi bir sonuç getirmez. Bazı bitkisel çayların zayıflamaya yardımcı olduğunu biliyoruz ama yalnızca bir tek çaydan umut beklemeyin. Siz uygun diyeti ve egzersizi yapmazsanız yalnızca çayla zayıflayamazsınız. Yeşil çayı, mate çayını, kekik, funda, biberiye, zencefil ve hatta siyah çayı yaptığınız diyete yardımcı olması amacıyla içerseniz kilo vermenize olumlu bir katkısı olabilir. Her kilo vermek isteyenin kan ‘ tahlili yaptırmasına gerek yok: Çok önemli bir yanlış daha. Uzun süren bir fazla kilo sorununun altında tiroid hastalıkları, gizli seker, insülin direnci gibi sorunlar olabilir. Bu analiz yalnızca kilonun nedenini bulmaya yönelik değil, aynı zamanda mevcut fazla kilonun bedende bir rahatsızlığa yol açıp açmadığını saptamak açısından de gereklidir.9) Haftada 5 zayıflatan komşu,arkadaş diyetleri: Benim komşum, iş arkadaşım Madonna diyetini yaparak bir haftada 5 kilo vermiş. Ben uyguladım ama veremedim! İşte en büyük yanlışlardan biri. Diyetler herkeste aynı sonucu vermez. Gerekli incelemeler yapılmadan uygulanan zayıflama programları her insanda farklı sonuçlar doğurur hatta bir bakarsınız kilo almışsınız! Başkasının diyetini değil, kendi yaş, cins ve bedensel özelliklerinize uygun olan diyeti seçin.10) Su içsem yarıyor!: İşte en büyük efsanelerden biri. Kimse lakin tıbbi bir sorun yoksa, çok az yiyerek ve bol hareket ederek kilo almaz. Bir gün içerisinde yediklerinizi ve içtiklerinizin aynısını masanızın üstüne koyun ve sonra gece hepsine bir bakın. Gerçekten de az mı yiyorsunuz? Yediklerinizi yakacak kadar da çok hareket ediyor musunuz? Bu konuda gerçekten dürüst olun. Çünkü yalnızca az yediğinizi ve bol hareket ettiğinizi sanıyorsunuzdur, o kadar.

SICAK HAVALARDA ZAYIFLAMA

Yazın yalnızca meyva yememe rağmen kilo alıyorum , sebebiyet?Kilo verebilmek açısından günde 3 ana öğün, sağlıklı olarak hayvansal protein ve sebze , karbonhidrat tüketmeliyiz. Ara öğün olarak da taze şekersiz meyvalar ve badem, leblebi tüketebiliriz. Ana öğünde tüketmek yerine karpuz , peynir yenilmesi doğru değildir. Kilo vermiş gibi olursunuz, lakin yağ oranınız artar. Kan şekeri hızlıca yükselir ve tekrar düşer. Sadece haftada 1 kez, canınızın karpuz istediğinde kendinize ödül olarak, sabah kahvaltı içinde peynir ve simit ile birlikte yenilebilir.Çok şekerli ve tatlı meyvalar kiraz, üzüm, karpuz, incir, olgun şeftali gibi, fazlaca şeker içerirler; bu sebeple tatlıdan farkları yoktur. Bunu bilerek, tatlı niyetine, fasıla öğün olarak ve canımız çok istediğinde yemeliyiz. Haftada 2 kez 2 dilim karpuz; haftada 1 kez 1 kase kiraz; haftada 1 kez küçük 1 tutam siyah üzüm yenilebilir. Unutmamalıyız ki, fasıla öğünde kendi 1 avucumuz kadar yiyebiliriz.Yazın aşırı terliyorum, çok bol su içmemize rağmen yorgunum, bacaklarımda kramp oluyor. Ne yapmalıyım? Bunun nedeni yazın terlemeyle günde, su ile birlikte sodyum ve potasyum kaybedilirken; deniz ve havuz kenarında daha fazla hareketli olduğumuzdan kalsiyumu da birlikte kaybederiz; Kalsiyumu yağsız süt ve süt ürünleri ( yağsız peynir ve yoğurt), dereotu ile tamamlayabiliriz. Yeterince yiyemiyorsak veya 40 yaş üzerinde isek dışarıdan 1-2 hafta süresince kalsiyum alınabilir. Sodyum açısından günde 2 kez maden sodası Potasyum açısından patates( haşlanmış), 1 küçük muz, 1 avuç kuru üzüm yenilebilir.Acıktım ve canım tüketmek istemiyor, hangi meyvayı yiyebilirim? Şekeri az meyvalardan sert bir şeftali, 3-4 sayı nektarin, 1 yeşil elma, 1 kase çilek, 1 kase yeşil erik, 2 dilim ananas yenilebilir. Yanında mide kazınmasını engellemek açısından 3 sayı ceviz veya 5-6 badem yenilebilir.Akşam bir yemeğe davetliyim kilo almamak ve sabah yorgun uyanmamak açısından ne yapmalıyım? Yemekte et, balık veya tavukla birlikte sebze veya salata yenilebilir. Tatlı tüketmek istiyorsak yemekten hiç değilse 1,5 saat sonra yemeliyiz. Ya da alkol almak istiyorsak bir bardak kırmızı şarap içebilirsiniz. Unutmayın şarap mayalıdır yanında yine mayalı bir gıda olan peynir ile birlikte tüketmemeye dikkat edin. Mayalı gıdalar vücutta şişkinlik yapar, sindirimi yavaşlatır. Sonuçta kilo almanıza sebebiyet olurlar.  Zorda kalmadıkça gece geç saatlerde yoğurt ve peynir yenilmemelidir.Ertesi gün hayvansal gıda almadan sabah şekersiz meyva ( çilek ) kompostosu, öğlen ve gece yemeğinde fazlaca sebze (az yağlı bir kabak) yiyeceği tüketip ve bol su içerseniz, toksinleri kolayca atabilirsiniz. Bir sonraki sabah yorgunluğu atmış olarak uyanırsınız.Kabızlık açısından ne yapmalıyım? Bol ılık sıcak su 5 fincan ( en az) Günde 1-2 sayı form çay Sabah kahvaltı içinde keten tohumu 1,5 tatlı kaşığı musli ile birlikte yenilebilir Bamya gibi bol posalı sebzeler tüketilmeli Sabah erken ılık ballı limonlu suYazın güneşte güneş gözlüğünü kullaırken nelere dikkat etmeliyim? Gözlerimiz açısından Lutein adlı protein çok önemlidir. Lutein içeriğinden dolayı mutlak suretle iyi pişmiş yumurta haftada 2 kez yenilmeli. Ek olarak antioxidan vitamin C ve vitamin E alınması göz sağlığını korur.Özellikle Kilo vermek açısından nelere dikkat etmeliyim? • Yazın güneş ve kızartmalar, aşırı yağlı gıdalar, sakatatlar yerine; ızgara, buğulama, haşlama olarak hazırlanmış, yağı alınmış etler tercih edilmelidir. • Kan şekerinin hızla yükselip hızla düşmesine sebep olan yağlı, şekerli, ağır tatlılar yerine dondurma veya sütlü tatlılar tüketilmelidir. • Serinlemek açısından çok tüketilen gazlı, şekerli, kafein içeren içecekler yerine taze sıkılmış meyve suyu, soda ve bol su içilmelidir.Kaynak: Dr. Gönül Ateşsaçan

25 Temmuz 2013 Perşembe

Yediklerinizle Yaşamınızı Hafifletin

Formda kalmak herkes açısından mümkün olmayabilir.Çok kolay kilo alanlardansanız, hem yiyerek, hemde formda kalmayı başaran kadınların, hayatlarını nasıl kolaylaştırdığını gelin birlikte öğrenelim.(haber7)



1- Sofraya çok aç oturmamalısınız. Sofraya çok aç oturduğunuzda iki kat daha fazla tüketmek yemiş olursunuz. Sofraya oturmadan yarım saatönce bir bardak ayran veya süt içmelisiniz. Süt ya da ayran sevmeyenler bir tabak salata yiyerek ana öğünde daha az tüketmek yemeyi sağlayabilirler.

2- Tek yönlü beslenmemek gerekir. Beslenmenizde çeşitliliğe önem vermelisiniz. Mutlaka ana öğünde, sofranızda çorba, salata, yoğurt ve subulundurmalısınız.

3- Beslenmenizi saate göre ayarlamamalısınız. Ne zaman acıktıysanız o zamanyemek yemelisiniz. Yemek yiyeceği vücudunuzun saatine göre ayarlarsanız hem sağlıklı olursunuz hem de form da kalmayı gerçekleştirirsiniz.

4- Acıktığınız zaman hemen tüketmek yemelisiniz. Kesinlikle iştahınızı ertelememelisiniz. Erteliğiniz zaman diğer öğünde iki kat fazla tüketmek yemeihtiyacı duyarsınız. Buda formunuzu kaybetmenize yol açar.

5- İnsan genel olarak beyninde doymaktadır. Bu sebeple ilk önce aklınızı doyurmalısınız. Bu sebeple de ilk önce servis tabağınızı küçültün. Daha sonra ise porsiyonlarınızı azaltın.

6- Sofranızda mutlak suretle ak veya esmer ekmek bulundurmalısınız. Tabi ki aşırı tüketmek yememek şartı ile, 1 ya da 2 dilim tüketmek gerekli olacaktır. Ama makarna ya da pilav olan öğünlerde kesinlikle ekmek tüketmemelisiniz.

7- Günde mutlak suretle 2 ya da 3 sayı meyve tüketmelisiniz. Asla meyve suyu meyvenin yerini tutmaz. Şunu unutmamak gerekir ki meyve de daha az kalori vardır. Hem de posası sayesinde daha uzun tok kalmış olursunuz.

8- Sıhhatli ve zinde kalmak açısından yaklaşık olarak günde 6 veya 8 saat uyumamız gerekir. Özellikle gece uykusuna çok önem vermeliyiz. Gece uykusunu alamayan bir insan daha fazla kilo almaya müsaittir.

9- Zayıflamak istiyor ve de zinde kalmak istiyorsanız, asla bir diyet programı içerinse girmemelisiniz. Diyet yerine sağlıklı ve düzenli beslenmelisiniz. Öğünlerinizi iyi ayarlayarak sağlıklı ve fit görünüme sahip olursunuz.

10- Zayıflamayı aklınıza koydunuz. Ama kesinlikle tığ gibi olacağımda dememelisiniz. Zayıflamak açısından küçük hedefler koyarak ve büyük düşünerek gerçekçi olarak fazla kilolarınızdan kurtulabilirsiniz. En ideal kilo verme ayda yaklaşık olarak 2 ya da 3 kilodur.

Yaza Özel Salata Tarifleri

Yaz aylarında bunaltıcı sıcaklardan dolayı iştahlarımız kapanır. Bu bayanlar açısından aslında sevindirici bir durumdur:) Fakat yaz aylarında tüketebileceğimiz kalorisi en düşük iştah açıcı salataları gönül rahatlığı ile tüketebiliriz.Misafirlerinize ve arkadaşlarınıza da ikram edebileceğiniz bu güzel yaz tarifleri hem lezzetli hem sağlıklı. İşte iştahınızı açacak ve size kilo verdirecek  kalorisi oldukça düşük müthiş yaz salataları;



Yunan Köy Salatası (Höriatiki)

 

 

Mutfak : Dünya Mutfağı
Porsiyon : 4
Hazırlanma : 15 dk

  Malzemeler

- 100 Gr Beyaz Peynir
- 1 Adet Biber
- 2 Adet Domates
- 1 Adet Kırmızı Biber
- 1 Adet Kuru Soğan
- 1 Adet Salatalık
- Kararında Kapari, Zeytin

 

Üzeri İçin;

- Kararında Limon, Zeytinyağı

Hazırlanışı;

Domatesleri, kabuklarını soymadan iri iri doğrayın. Salatalığı yuvarlak bir biçimde dilimleyin. Soğanı piyazlık doğrayın. 1 sayı kırmızı biber ve yeşil biberi de doğrayın. Bütün malzemeleri karıştırın. İçine kapari ekleyin. Zeytin ile süsleyin. Salatanın üzerine 1 dilim ak peynir koyduktan sonra, peynirin üzerine isteğinize göre kekikte ekleyebilirsiniz. Zeytinyağı ve limon ile servis edin.

İçerdiği Vitaminler: A, B1, B2, B3, B5, B6, B7, B9, B12

Toplam Kalori Miktarı : 429 Kcal

1 Porsiyondaki Kalori Miktarı : 107 Kcal

 

Nar Ekşili Akdeniz Yeşillikleri Salatası

 

Mutfak : Türk Mutfağı
Porsiyon : 4
Malzemeler;

- Yarım Çay bardağı Ceviz Dövülmüş
- 6 Adet Kiraz Domates
- 1 Adet Kırmızı Biber
- Yarım Adet Limon
- 4 Yemek kaşığı Nar Ekşisi
- 1 Çay bardağı Rendelenmiş Kaşar Peyniri
- 1 Adet Salatalık
- 1 Adet Sarı Biber
- Yarım Çay bardağı Zeytinyağı
- Kararında Akdeniz Yeşillikleri, Karabiber, Tuz

Hazırlanışı;

Akdeniz yeşilliklerini yıkayıp süzün ve nemini alın. Genişçe bir kase içerisine elinizle birkaç parçaya böldüğünüz yeşillikleri alın. Salatalıkları boyuna 2’ye bölüp, yarım ay şeklinde dilimleyin. Kiraz domatesleri 4’e bölün. Kırmızıbiber ve sarı biberi jülyen doğrayın. Tüm malzemeleri salata kasesine ekleyin. Küçük bir kapta limon suyu, nar ekşisi ve zeytinyağını karıştırın. Salata kasesindeki malzemelerin üzerine gezdirerek dökün. Bir ölçü tuz serpip güzelce harmanlayın. Peynir, ceviz ve taze çekilmiş karabiber serperek servis yapın.

İçerdiği Vitaminler: A, B1, B2, B3, B5, B6, B9

Toplam Kalori Miktarı : 641 Kcal

1 Porsiyondaki Kalori Miktarı : 160 Kcal

Yaz Salatası

 

Mutfak : Türk Mutfağı

Malzemeler;

- 150 Gr Bezelye
- 1 Çorba Kaşığı Hardal
- 2 Adet Havuç
- 2 Su bardağı Makarna
- Yarım Demet Maydanoz
- 3 Adet Salatalık
- 3 Diş Sarımsak
- 2 Çorba Kaşığı Sirke
- 1 Demet Taze Soğan
- 1 Demet Turp
- 3 Çorba Kaşığı Yoğurt

Hazırlanışı;

İdeal bir yaz salatası. Makarna ve bezelyeler haşlanır. Turplar ve salatalıklar ince ince dilimlenir. Taze soğanlar küçük küçük kesilir. Havuçlar rendelenir. Tüm malzeme derince bir salata kabında karıştırılır. Sarımsaklar rendelenir, üzerine yoğurt, hardal, sirke eklenip karıştırılarak salatanın sosu hazırlanır. Bu sos salatanın üzerine dökülür, ince kıyılmış maydanoz ve turp dilimleri ile süslenerek servis edilir.

İçerdiği Vitaminler: A, B1, B2, B3, B5, B6, B9

Toplam Kalori Miktarı : 944 Kcal

 

Fıstıklı Semizotu Salatası

 

 

Mutfak : Türk Mutfağı

  Malzemeler:

- 3 Yemek kaşığı Dolmalık Fıstık
- 1 Adet Kırmızı Biber
- 1 Yemek kaşığı Nar Ekşisi
- 1 Adet Sarı Biber
- 500 Gr Semizotu
- 1 Çay kaşığı Sıvı Yağ
- 2 Yemek kaşığı Zeytinyağı
- Kararında Tuz

Hazırlanışı:

Semizotunu yıkayıp suyunu süzdürün ve geniş bir kaseye alın. Biberlerin çekirdeklerini temizleyip şerit halinde doğrayın ve semizotuna ekleyerek harmanlayın. Dolmalık fıstıkları 1 çay kaşığı sıvı yağ ile kavurun ve semizotuna ekleyin. Nar ekşisi, zeytinyağı ve tuzu karıştırıp salatanın üzerine gezdirerek servis yapın.

Toplam Kalori Miktarı : 169 Kcal

 
fx15 rephair formoline epila tüy dökücü indir diyet zayıflama