2 Eylül 2013 Pazartesi

Kronik Yorgunluk Sendromuna Dikkat!



Son yıllarda birçok kişi sürekli yorgunluk hissi ve halsizlik nedeniyle hastaneleri sürekli ziyaret ediyor. Tıp dünyasında Kronik yorgunluk sendromu olarak adlandırılan rahatsızlık hakkında Dr. Mehmet Yavuz açıklamalar da bulundu.

Manyetik Alan Eksikliği, Kronik Yorgunluk Sendromuna

Neden Oluyor…


İnsan sağlığı açısından bilinenden çok daha önemli bir yer tutan biyomanyetik alan, yeryüzündeki manyetik alanlarla şekillenir.

Yer kabuğunun doğkırmızı bir manyetizması vardır. Bu manyetik etkileşim, hücre zarlarında madde alışverişlerini mümkün kılar. Böylece bir fabrika gibi çalışan hücrenin, atık maddeleri ve toksinleri bünyesinden uzaklaştırarak, su, besin maddeleri, oksijen ve gerekli mineralleri alarak işlevinin uygun bir seyirde ve canlılık içinde sürdürmesini mümkün kılmaktadır.

Günümüz dünyasında, gelişen teknolojiyle birlikte, insan hayatının doğkırmızı manyetizması da bozulmaktadır. Atmosferimizdeki haberleşme araçlarımızın yaydığı sinyaller, yüksek gerilim hatlarından yayılan radyasyon ve günlük yaşamımızın bir parçası haline gelen elektronik cihazlarımızın yaydığı dalgalar normalin üstünde bir elektromanyetik kirliliğe yol açmaktadır.

Hayat enerjimizin kaynağı olan biyomanyetik alanımızı bir mıknatıs gibi emen bu etkenler, başta kronik yorgunluk sendromu olmak üzere birçok hastalığın da temelini oluşturur.

Hastalık Tansına Dikkat Yanlış Tanı Konulabiliyor

Temelde baş ağrısı, baş dönmesi, sıkıntı, bunaltı, endişe, kaygı gibi belirtilerin yanı sıra, aynı zamanda depresyon belirtileri taşıyan; uyku dengesizlikleri, halsizlik, isteksizlik, kırgınlık şikayetlerinin altında kronik yorgunluk sendromu yatabilir.

Bu hastalığın teşhisinde, belirtilerin birçok hastalığın belirtileriyle aynı olmasından kaynaklanan tanı problemleri yaşanmaktadır. Vakit ayrılıp, dikkatlice incelenmeyen hastalara genelde salt depresyon teşhisi konulduğundan, iyileşemeyen hastaların doktor ve hastanelere olan güvenleri de zedelenmektedir.

Kronik Yorgunlukta En İyi Tedavi Magnototerepi…

Uzay koşullarında manyetik alan olmadığı açısından ilk kez astronotların hücre zar transferlerini sağlıklı bir biçimde gerçekleştirebilmeleri açısından suni manyetik alan oluşturmak amacıyla üretilen Magnetoterapi, sonraki yıllarda yapılan araştırmalarla da kanıtlanmıştır.

Yer kabuğunun statik manyetizmasından daha da etkin olan pulsatif manyetik alan, hücre zar hareket periyodikliği ile daha uygun bir etkileşim oluşturmaktadır. Enerji eksikliği, genel ağrı, baş ağrısı ve yorgunluk, manyetik alan eksikliğinin sonucu olarak ortaya çıkar.

Kronik yorgunluk sendromunun da belirtileri olan bu gibi şikayetler, insan vücuduna dışarıdan verilen Magnetoterapi ile giderilebilir. Magnetoterapi’nin vücuda uygulanmasıyla manyetik dalgalar dokudan geçer ve ikinci akım oluşturur. Bu akımlar manyetik alan ile birleşince hücrelerdeki elektronlara ısı verir. Özellikle çalışan ve yaşlı insanların sıklıkla şikayet ettiği kas ağrıları, bu ısı sayesinde giderilebilir.

Diş Ağrısına, Omuz Ve Eklem Ağrılarına Çözüm Sunuyor…

Magnetoterapi ile kandaki kalsiyum ve kolesterol miktarı azalınca, hemoglobin daha hızlı hareket eder. Yüksek tansiyona sebep olan diğer maddelerde de azalma görünür. Kan temizlenir ve akışı hızlanır. Kalp rahatlar ve acı yok olur. Yönetici sinirler normale döner ve onların yönettiği organlar daha düzgün çalışır. Kan akımının iyileşmesinden dolayı besleyiciler daha kolay ve verimli biçimde taşınır.

Magnetoterapi aynı zamanda cilt, yağlı dokular ve kemikleri de canlandırır. Başta diş ağrısı olmak üzere, omuzlar ile eklem yerlerindeki ağrı ve sızıları giderir, hücrelerin büyümesini destekler.

Magnetoterapi’nin en önemli etkilerinden biri de vücudun kendi kendini iyileştirme özelliğini desteklemesidir.

Dr. Mehmet Yavuz

0 yorum:

Yorum Gönder

 
fx15 rephair formoline epila tüy dökücü indir diyet zayıflama